– İnsanların doğasaı gereği yaşar ve ölür. Her canlı bir gün ölümü tadacaktır. Bu yüzden ölümün girmeyeceği ev yoktur. İnsanlar tercih sebebi evlenmemeyi tercih edebilirler ama ölüm tercih edilebilecek bir durum değildir.
– Cümle İçinde Kullanımı : ”Köyün ihtiyar heyetindeki mahmut amca vefat etmiş. Ailesi feryad figan gelin girmedik ev olur,ölüm girmedik ev olmaz demişler.”
– Türk örf ve adetlerinde misafir kutsal olarak kabul edilir ve eve gelen misafir kovulmaz buyur edilir. Misafirin bereketiyle geldiği için git denilmez.
– Ayağınıza gelen şans geri çevrilmez ve o şans değerlendirilmelidir
Cümle İçinde Kullanımı: ”Zamanında evin kapısını 2 turist çalmıştı belli ki acıkmışlardı. Hemen buyur ettik gelene git denmez.”
– Sizin için Önemli olan işleri ve yapmanız gereken görevleri başkalarına kızdığınız için yerine getirmemeniz doğru bir davranış değildir.
– Cümle İçinde Kullanımı : ”Doktorlar Maaşlarına zam yapılmadığı için 2 günlük greve gideceklermiş Gavura kızıp oruç yenmez.”
İnsanların eline bazı fırsatlar ömürde bir kere geçer. Geçtiği vakit ise bu fırsatları değerlendirmek gerekir. Kaçırılan fırsatlar insanın önüne bir daha çıkmayabilir. Önünüze Çıkan Fırsatları değerlendirmek için ilk ve son şansınız olabilir.
Cümle İçinde Kullanımı: ” Önüne mükemmel bir fırsat çıktı. Fırsat her vakit ele geçmez mutlaka değerlendirmelisin.”
– İnsanın fazla eşya ve malının olması ona zararlı değildir. Şuan gerekli olmayan bir eşya veya mal ilerleyen zamanlarda gerekli olabilmektedir. Bu yüzden elde tutmak fayda sağlayabilmektedir.
– Cümle içinde kullanımı : ”Elindekileri sakın satmaya kalkışma fazla mal göz çıkarmaz.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Koşumcu
– Yular yapan kimse
– Yular satan kimse
– Araba hayvanlarının kayışını yapan kimse
Cümle içinde kullanımı: “Tüm gençliği ve yaşlılığı efsârdûz mesleğiyle geçti gitti.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Masal uyduran
– Masal anlatan
– Hikaye yazan
– Meddah
– Romancı
– Hoş hikaye anlatan
Cümle içinde kullanımı: “Biz çocukken köyümüzdeki Efsâneperdâzlar bizlere masallar anlatır yüzümü güldürürdü.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Şule
– Işıltı
– Parıltı
– Işık
– Aydınlatıcı
– Gösterişli
– Işık saçan
Cümle içinde kullanımı: “Efrûz nazikliğiyle hepimizi birden ayağa dikmeyi başardı.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Yükselen
– Kaldıran
– Maruf
– Mümtaz
– Büyük
– Taşımak
– Yukarıya almak
Cümle içinde kullanımı: “Tanrı bizleri iyilikleri efrâz eylenen kullardan eylesin.”
Kelime Kökeni: Ad
– Yüksek
– Değerli
– Kıymeti olan
– Altı ve üstü arasında uzaklığı çok olan
Cümle içinde kullanımı: “Yıldızlar bizlere edizten bakar ve takip eder.”