Teşbih, anlatımı güçlendirmek amacıyla, aralarında ortak bir nitelik bulunan iki varlık ya da kavramdan, ortak nitelik yönünden güçlü olandan zayıf olana aktarma yapılması işlemidir. Teşbihte dört temel öğe bulunur: Benzeyen (zayıf olan), kendisine benzetilen (güçlü olan), benzetme yönü (aktarılan özellik) ve benzetme edatı (gibi, kadar, sanki gibi). Teşbihin çeşitleri ise şu şekilde sıralanır:
- Ayrıntılı (Tam) Teşbih: Dört öğesi de bulunan benzetme.
- Kısaltılmış Teşbih: Benzetme yönü bulunmayan benzetme.
- Pekiştirilmiş Teşbih: Benzetme edatı bulunmayan benzetme.
- Yalın Teşbih (Teşbih-i Beliğ): Sadece benzeyen ve kendisine benzetilenin kullanıldığı benzetme.
Tam teşbihte mecaz anlam yokken, kısaltılmış ve pekiştirilmiş teşbihte mecaz anlam güçlenmeye başlar ve yalın teşbihde en güçlü hale gelir.
Edebiyat teşbih nedir?
Edebiyatta teşbih, bir tür benzetme sanatıdır ve güzel sanatlar içindeki “bezeme” (ornatus) sanatlarından biri olarak kabul edilir. Teşbih, anlatımı güçlendirme amacıyla, iki varlık ya da kavram arasında ortak bir nitelik üzerinden, birinin diğerine benzetilmesidir. Teşbihin temel öğeleri şunlardır:
- Benzeyen (B): Benzeme işleminde zayıf olan ve benzetilen.
- Kendisine Benzetilen (KB): Benzeme işleminde güçlü olan ve benzetilen.
- Benzetme Yönü (BY): İki varlık ya da kavram arasındaki ortak nitelik.
- Benzetme Edatı (BE): İki öğe arasındaki benzetmeyi ifade eden bağlaçlar (gibi, kadar, sanki gibi).
Benzetme, söz sanatları içinde duygusal, estetik ve anlamı zenginleştirici bir işlev görür. Edebiyatta kullanımının amacı, okuyucunun ya da dinleyicinin zihninde canlı, etkileyici ve akılda kalıcı imgeler oluşturmak, kavramları ve duyguları daha güçlü bir şekilde ifade etmektir1.
Teşbihte hata olmaz ne Demek?
“Deyimler sözlüğüne göre “Teşbihte hata olmaz”, genellikle kabaca yapılan bir benzetme sırasında, bu benzetmenin kimseyi kırmaması, incitmemesi ya da yanlış anlaşılmaması gerektiğini ifade etmek için kullanılır. Bu deyim, yapılan benzetmelerin kesinlik veya tam doğruluk iddiasında bulunmadığını, yalnızca bir benzerlik kurmak amacı taşıdığını hatırlatır. Örneğin, “havlamasını bilmeyen it sürüye kurt getirir” veya “köpek köpeği ısırmaz” gibi ifadelerle karşımıza çıkabilir. Bu bağlamda, teşbihte bir abartıya veya genelleştirmeye yer olmadığını, amaçlandığı gibi bir benzetme yapıldığını kabul etme eğilimini gösterir.