I. ve II. Dünya savaşı sırasında kullanılan Savaş güvercinleri özel olarak eğitilirdi. Özel olarak eğitim alan güvercinlerin asli görevi mesaj taşımaktı. Posta güvercini olarak hizmet veren bu güvercinler iletilmek istenen mesajı ilgili cepheye taşıyarak, istenilen askere iletirdi.
Mesajla birlikte donatılan savaş güvercinleri, görevli askere ulaşana kadar savaş meydanlarından asla kaçmazlardı. Savaşın en kanlı dönemlerinde oldukça etkili olan savaş güvercinlerinin başarı oranı %90’nın üstündeydi.
Öyle ki İngiltere başta olmak üzere bazı ülkeler savaş güvercinlerinin üstüne ödül koyarak, savaş güvercinlerini öldürüp getirene 5 Pound ödül vermiştir.
Savaş güvercinleri cephelerde o kadar başarılı ve etkili olmuştur ki, bazıları ismiyle birlikte meşhur olmuştur. Kafa Bulan (The Mocker) adındaki savaş güvercini 52 adet mesajı hiç yaralanmadan iletebilmiştir.
I.Dünya savaşı sırasında Cher Ami adlı posta güvercini ilettiği mesaj sayesinde 194 kişinin hayatını kurtarır. Havalandığı sırada Almanlar tarafından vurulan Cher Ami, düştüğü yerden tekrar uçmaya başlayarak 40 kilometreyi 25 dakika tamamlayarak mesajı iletir. Vurulduğu esnada bir bacağını ve gözünü kaybeden güvercin tedavi edilerek, kopan bacağının yerine tahtadan bir bacak yapılır. Amerikan piyadelerinin hayatını kurtaran Cher Ami’ye birçok madalya verilmiştir.
Varyag kökenli bir aileden gelen Kiev prensesi Olga, tarihteki en kanlı intikama imza atmış bir kadının gerektiğinde ne kadar acımasız olabileceğini gözler önüne sermiştir. Pskov’da dünyaya gelen Olga, 8. ve 9. yüzyılda Rus topraklarına göç eden Vikingler olan bilinen Varyag soyundan geliyordu.
Kiev Knezliğinin başında olan prens Igors ile evlenen Olga, bu evlilikten Svyatoslav isminde bir erkek çocuğu sahibi olur. Mutlu ve mesut bir aile olarak yaşamlarını sürdükleri sırada her şey bir anda tepe taklak olur. Igors’un ağır vergiler ödemek zorunda bıraktığı Drevlian Doğu Slav kabilesi isyan çıkartarak Igors’u öldürürler.
Kocasının pusu kurularak öldürülmesinin ardından oğlu henüz 3 yaşında olduğu için tahta geçen Olga, yönetimi devralır. Kocasını öldüren Drevlianlar, Olga’ya elçiler göndererek daha fazla kanın dökülmesini istemediklerini söyleyerek Prensleri Mal ile evlenerek yönetimi ona devretmesini teklif ederler. Bir kez intikam ateşiyle yanmaya başlayan Olga’nın bu teklife cevabı elçileri diri diri gömdürmek olur.
Kocasını öldüren kabile için intikam planları yapmaya başlayan Olga, evlenmelerini istedikleri prens Mal’a mektup göndererek evlilik teklifini kabul edeceğini ancak halkına bu evliliği kabul ettire bilmek için prensin yanına giderken kendisine eşlik edecek asilzadeler göndermesini ister.
Drevlian kabilesi en seçkin asilzadelerini gönderir, Olga asilzadeleri dostane bir şekilde karşılayarak dinlenmeleri ve temizlenmeleri için hamam hazırlattığını söyler. Asilzadeler hamama girdiği anda kapıları arkalarından kilitleyerek hamamı ateşe vererek diri diri yanmalarını ve ölmelerini seyreder.
Kocası Igors’u katleden bu ırktan sonuna kadar intikamını alacağına dair yemin eden Olga’nın yeni planları vardır. Drevlian’ların yanına giderek kocası için bir cenaze yemeği tertip ederek aralarındaki kanlı savaşı bitirme teklifini sunar Cenaze yemeğine ülkenin ileri gelenlerini, asilzadelerini, soylu kişilerini davet eder. Yemek sırasında hizmetkarlarına bolca şarap ikram etmelerini tembihler, içkiden gevşeyen Drevlian barışın sağlandığını sansalar da büyük yanılgıya düşerler.
Olga, askerlerine emir vererek 5000 Drevlian’ı kılıçtan geçirterek öldürür. İçi bir türlü soğumayan Olga, kocasının katillerini ayrıca kaynar suya atarak öldürür. Katliamın ardından Kiev’e dönerek Drevlian soyunu kazıyarak yok etmek isteyen Olga, ordusunu toplamaya başlar.
Korku içindeki Drevlian’lar Olga’ya elçi göndererek evlilikten, tahttan vazgeçtiklerini ve istediği kadar vergi ödemeyi kabul ettiklerini bildirirler. Olga elçilere vergi istemediğini, barışın simgesi olarak her evden bir güvercin gönderilmesini ister.
Barışın gelmesine sevinen Drevlian’lar evlerinde besledikleri tüm güvercinleri Olga’ya gönderirler. Askerlerine güvercinlerin ayaklarına kükürt ve fitil bağlamaları için emir verir. Akşama doğru ayaklarında fitil bağlı olan güvercinleri, fitilleri ateşe vererek güvercinleri serbest bırakır. Güvercinler geldikleri yere yuvalarına, ağıllara ve samanlıklara döner. Döndükleri anda her yeri alevler sarmaya başlar. Çoğu Drevlian’lar evlerinde yanarak ölürken kaçanlar da şehir dışında bekleyen Olga’nın askerleri tarafından öldürülür.
Kaçmaya çalışan asilzade ve soyluları yakalanarak Olga’nın sadık asker ve adamlarına köle olarak hediye edilir. İntikamını tarihin gördüğü en kanlı intikamıyla alan Olga, bir kadının acısıyla dalga geçilmeyeceğini, öfkesinin ne boyutlara ulaşabileceğini tarihin tozlu sayfalarına kazır.
Megalo İdea, diğer bir deyişle Megali İdea’nın kelime anlamı büyük fikir manasına gelmektedir. Yunanistan’ın Büyük Helen İmparatorluğunu kurma yönündeki büyük hayaline verilen isimdir. Bizans’ın Konstantinopolis ismiyle adlandırdıkları İstanbul’u kaybetmeleri sonucu ortaya atılan bir fikir. Yeniden büyük bir imparatorluk kurma hayalini Megali İdea olarak isimlendirmişlerdir.
Yunanistan’ın bağımsızlığını içeren bu büyük fikir, Osmanlı Devletinin toprakları arasında olan Ege adalarını, Batı Anadolu’yu, Karadeniz bölgesini ve İstanbul’un ele geçirilmesini kapsıyordu. Rum milliyetçiler içinde Megalo İdea uğruna en fazla çalışan ve bu amaç doğrultusunda faaliyetler gösteren en önemli kişi Yunan tarihinin ünlü şairi ve ulusal kahramanı seçilen Rigas Ferreros’tur.
1791 yılında Bükreş’te olduğu sırada Megalo idea’yı içeren ilk haritayı çizmiş, 1796 yılında Viyana’da haritayı bastırarak Yunanca konuşan tüm şehirlere dağıtılmasını sağlamıştır. Balkanların büyük bir bölümünü, Anadolu’nun yarıdan fazlasını, Ege adalarını, Girit, Rodos, Trakya, Kıbrıs ve İstanbul’u harita içine almıştır.
İngiltere, Fransa, Rusya gibi devletlerden destek alan Rum milliyetçileri 1820 yılında ilk isyanlarını başlatarak, 1821 yılında Rum ayaklanmasını çıkardılar.
1829 yılında imzalanan Edirne anlaşmasıyla Osmanlı’da bağımsızlığını elde eden ilk azınlık olan Rumlar, Kurtuluş savaşı neticesiyle Megalo İdea ideallerine asla kavuşamamışlardır.