Koronavirüs salgınına karşı alınan yeni önlemler gündeme gelmeye başladı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın geçen günlerde kritik illeri açıklamasıyla birlikte bazı illerde ki denetim ve önlemler sıkılaştırıldı. Koronavirüs salgını karşısında kritik iller arasında ilk beşe giren Denizli’de yeni sağlık önlemleri getirildi.
Denizli İl Umumi Hıfzıssıhha Meclisi ildeki covidli hastaların artışına istinaden yeni tedbir genelgesi yayınladı. Daha önce yayınlanan kurallar doğrultusunda tüm kamu ve kuruluşlarında HES Kodu sorgulamasına gidilmişti. Yeni kararlar doğrultusunda özel bankalarda müşterilerine HES kodu sorgulaması yapacak.
Deniz il sınırları içinde tüm işletmeler HES kodu sorgulaması yapılacak, virüs şüphesi bulunan kişiler ise 112 Acil Çağrı Merkezine bildirilecek.
Alınan yeni kararların içinde en çok dikkati çeken ise halkın çoğunluk içinde bulunduğu alanlarda sigara içilmesinin yasaklanmış olması. Parklar, meydanlar ve sıraya geçilmesi gereken yerlerde sigara içmek, doğru maske kullanımını engellediği için yasaklandı.
Konya, Selçuklu ilçesinde 5 Şubat akşamı Ayşe Dırla’yı darp ettiği öne sürülen Özgür Duran’a engel olmak isterken kalbinden bıçaklayarak öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan Kadir Şeker’in duruşması dün görüldü. Yargılanan Kadir Şeker’e dava sonucunda 12,5 yıl hapis cezası verilirken, Konya Baro Başkanı Mustafa Aladağ, duruşma öncesi görüşme yaptığı Şeker’in pişman olmadığı, “Yine olsa yine yardım ederdim” dediğini aktardı.
Özgür Duran’ın Ayşe Dırla’yı darp ettiğini görerek müdahale eden Kadir Şeker, çıkan arbede sonucu Duran’ı kalbinden bıçaklayarak hayatını kaybetmesine neden olmuştu. Kasten adam öldürmek suçundan yargılanan Şeker, Tıp fakültesinde eğitim almak için üniversite sınavlarına hazırlanıyordu.
3. Ağır Ceza Mahkemesinde dün gerçekleşen duruşmada hakim, suçun haksız tahrik altında gerçekleştiği kanaatine vararak 15 yıla, Kadir Şeker’in duruşmadaki iyi halini göz önünde bulundurarak 12,5 yıla inmesine karar verdi.
Meşru müdafaa sınırının aşılması hükmünün uygulanmaması adına eleştiride bulunan Konya Baro Başkanı Mustafa Aladağ, duruşma öncesi konuştuğu Şeker’i şu sözlerle anlattı.
“Ben yine o haksızlığı bertaraf etmek için elimden geleni yaparım’ diyen 20 yaşında bir Kadir Şeker var.”
Mahkemenin verdiği cezayı ise şu sözlerle eleştiren Aladağ, Kadir Şeker’in kamuoyundan büyük bir destek aldığını da konuşmasına ekledi.
‘Yeni ceza kanununda yer alan bir hüküm var. Meşru müdafaa sınırının korku, panik, endişe ve heyecanla aşılması, diye. Ben bunu soruyorum. Olayımızda şartların tamamı var. Şimdi değil ne zaman uygulayacağız? Ya da hangi şart eksik de biz bu maddeyi değerlendirmeye almadık? Bu noktada çekincelerimiz ve itirazlarımız var. Mahkeme kararını verdi. Biz de derhal gerekçeli kararla beraber istinaf mahkemesine taşıyacağız. Empati yapın, dedik. ‘Kadir Şeker kasten bırakın bir insanı öldürmeyi bir canlıya zarar veremez’ iddiasını savunuyorum, söylüyorum ve söylemeye devam edeceğim. O nedenle öldürme kastı yok. Olsa olsa yaralama olabilirdi, neticesi ölüm, bunun da hükümleri farklıydı. Eğer uygulansaydı Kadir, tahliye olacaktı. Dolayısıyla savunmamız, meşru müdafaa sınırının aşılması üzerinde yoğunluk kazanacak. Biz bunun için tüm şartların olayımızda var olduğunu düşünüyoruz.Bu davanın toplumsal boyutu var. Kamuoyunda Kadir’e yönelik müthiş bir destek var. Kamuoyunun beklentisi var. Vatandaşın isteği sadece Kadir’e adalet. Aksi halde tabi ki mahkemeyi yönlendirecek, baskı yapacak hiç kimse olamaz. Tarafsız, bağımsız hareket edilir. Bırakın husumeti hiç tanımadığı bir insana, bir kadın sesine yürüyen 20 yaşındaki bir delikanlıdan bahsediyoruz. Olaya bu çerçeveden bakmak gerekiyordu. Bu olayın ardından artık şunu söyleyebilir miyiz? Biz kadına şiddet olayını bu ülkede nasıl çözeceğiz? Ya da en aza nasıl indireceğiz? Kadir için tamamen iyi niyetli olarak başladı bu eylem de. Yardım etme gayesiyle başladığı bu eylemde alınan cezanın ardından Kadir ve benzeri delikanlılar, gençler veya vatandaşlarımız benzer hadiselerde hangi tavrı sergileyecek? Bu soruyu kendimize sormamız gerekiyor. Bu çerçevede değerlendirmekte fayda var. Tabi ki saygılıyız, tabi ki sağduyulu yaklaşıyoruz. Sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz; ama kararın çok yerinde ve doğru olmadığını söylemek istiyorum.
”Kadir’in her şeye rağmen sağlık durumu iyi. Üzüntülüyüz, kaygılıyız. Ama şunu lütfen bir yere not edelim. ‘Kadir şimdi olsa ne yaparsın?’ dedim. ‘Yine yardım ederdim’ diyor. Bu çok önemli bir cevap. Kadir’i tanımanız anlamında, Kadir’in anlaşılması anlamında çok önemli bir cevap. Lütfen empati yapın. Kadir cani değil, Kadir katil değil. Israrla söylüyorum, sizlerin de tanımasını isterdim. İstinaf mahkemesinde bu savunmamız doğrultusunda en adil, en doğru kararın verileceğinin ümidini taşıyorum. Var gücümüzle mücadele edeceğiz. ‘Yardım ederim, derken birini öldürürüm’ anlaşılmasın. Kadir diyor ki ‘Ben haksızlığa tahammül edemem’. Aktivist yetişiyor gençler. ‘Ben haksızlığa tahammül edemem. Kadın ya da erkek önemli değil’ diyor. Burada bir kadın vardı, önemliydi. Ülkenin temel sorunuydu. ‘Ben yine yardım ederim’ diyor. Yaşadığı onca ıstırap ve acıya rağmen ‘Ben yine o haksızlığı bertaraf etmek için elimden geleni yaparım’ diyen 20 yaşında bir Kadir Şeker” dedi…
Sosyal medya da ise Kadir Şeker’e verilen ceza büyük tepki uyandırırken, Kadir Şeker için adalet istiyoruz kampanyası başlatılarak hashtag’leri oluşturuldu.
Müge Anlı’nın sunuculuğunu yaptığı Tatlı Sert programında Aleyna Çakır olayında flaş bir gelişme yaşandı. Hayatını kaybeden genç kızın ölümü hakkında suçlanan Ümitcan Uygun’un genç kızı fuhşa zorlayarak üzerinden para kazandığı iddiaları ortaya çıktı.
Zorla fuhuş yaptırıldığı iddiası üzerine Ümitcan Uygun’a suç duyurunda bulunuldu. Genç kızın ölümü Türkiye’de infial yaratırken, Aleyna Çakır’ın dosyasını araştıran Tatlı Sert programında şok edici yeni bilgilere ulaşıldı.
Ümitcan Uygun’un Aleyna Çakır’a şiddet uyguladığı görüntüler ortaya çıkarken, genç kızı fuhşa zorlayarak para kazandığı iddiaları dile getirildi. Hayatını kaybeden genç kızın avukatı Umut Yıldırım, savcılığa yeni bir suç duyurusunda bulundu. Aleyna’nın komşuları ve arkadaşlarının ses kayıtları suç duyurunda yer alırken, Ümitcan Uygun hakkında yeni bir suç tipinin ortaya çıktığı belirtildi.
Yeni suç duyurusu sonucunda Ümitcan Uygun’un 4. kez ifade vermek için çağrılacağı açıklandı.
Ermenistan ordusunun Azerbaycan sivil yerleşim birimlerine gerçekleştirmiş olduğu saldırıyla birlikte karşı savunmaya geçen Azerbaycan ordusunun arasındaki karşılıklı saldırı devam ediyor. İki taraf arasında devam eden karşı saldırılarının 3, gününde sıcak gelişmeler gelmeyi sürdürüyor.
Ermeni güçlerinin kayıp verdiği bilgisi ulaşırken, Azerbaycan Savunma Bakanlığı’ndan gelen açıklamaya göre gece boyunca şiddetli çatışmaların devam ettiği bilgisine ulaşıldı. Azerbaycan ordusu Fuzuli kentinin Ermeni güçlerinden arındırılması için operasyonlara devam ederken, gün boyu şiddetli çatışmalar devam etti.
Ermenistan güçlerinin Fuzuli-Cebrail, Ağdere-Terter bölgelerinde kaybettiği mevzileri geri almak için girişimde bulunduğu taarruzlar başarısız oldu. Madagiz bölgesindeki zırhlı araç konvoyu ve destek veren topçu bataryası Azerbaycan kara birlikleri ve Hava kuvvetleri tarafından imha edildi.
Ermenistan’ın Hocavend bölgesinde konuşlu olan 3. Martuni motorlu piyade alayı Azerbaycan ordusu tarafından imha edildi. Bölgedeki 1. ve 3. taburunun komuta gözlem mıntıkası vuruldu. Ermenistan’ın S-300 füze sistemlerinin Azerbaycan’ın işgal ettiği bölgelere harekete geçtiği istihbaratı alınırken, Azerbaycan Savunma Bakanlığı’ndan topraklara girdikleri anda imha edilecekleri açıklaması yapıldı.
Savaş mağduru Suriye’li sivillere yardım ulaştırmaya çalışan Kızılay ekibinin aracına saldırı düzenlendi. Plakasız iki araç tarafından açılan çapraz ateş sonrasında bir Kızılay görevlisi hayatını kaybederken, bir görevli yaralandı.
Olat Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından düzenlenen Fırat Kalkanı Harekatı operasyonuyla terör örgütlerinden temizlenen El Bab bölgesinde gerçekleşti. Sabah erken saatlerde 3 kişiden oluşan Türk Kızılay ekibi aracına, Çobanbey-El Bab bölgesi arasında saldırı düzenlendi. Yüzleri maskeli saldırganların açtığı çapraz ateş sonucunda Kızılay’a ait El Bab Sevgi Mağazasında çalışan görevli hain saldırıda hayatını kaybetti.
Bir Kızılay görevlisi yaralanırken, diğer görevli yara almadan kurtuldu. Yaralanan görevli Çobanbey Hastanesine kaldırılırken saldırıyı düzenleyen saldırgan kaçtı. Tedavi altına alınan Kızılay görevlisinin hayatı tehlikesi olmamasıyla birlikte Türkiye’ye sevk edileceği bilgisine ulaşıldı.
Yapılan saldırıyı şiddetle kınayan Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, saldırı sonrasında olay yerine hareket ederken şu açıklamalarda bulundu.
“Uluslararası hukukla korunması gereken, üzerinde belirgin bir şekilde Kızılay amblemi taşıdığı için uluslararası insancıl hukuka göre dokunulmazlığı bulunan Kızılay personeline yapılan alçakça saldırıyı şiddetle kınıyorum. Ülkemizin de çabalarıyla saldırganların en kısa zamanda yakalanacağına inanıyorum. Tüm Kızılay camiasına başsağlığı diliyorum” dedi.
Suriye’de sivil halka yardım taşına Kızılay ekibine yapılan saldırıya ilişkin Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik;
“Araçlarında Kızılay amblemi bulunan ekibimize yapılan bu saldırı, aynı zamanda uluslararası hukuku da hedef almıştır. Bu alçak saldırıyı şiddetle lanetliyoruz.”
18 yaşındaki İpek Er’e nitelikli cinsel saldırı da bulunarak genç kızın intihar ederek yaşamını yitirmesine neden olan Musa Orhan hakkında tahliye kararı çıkartıldı. Uzman Çavuş Musa Orhan mahkemenin tahliye kararının ardından tutuklu olduğu cezaevinden serbest bırakıldı.
2002 doğumlu İpek Er intihar girişiminden bir hafta önce babası ile Uzman Çavuş Musa Orhan hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan savcılığa şikayette bulunmuştu. Siirt Barosu ve Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı, Siirt Sulh Ceza Hakimliği tarafından ifadesi alınan Orhan’ın 17 Temmuz’da “yurt dışı yasağı ve adli kontrol şartı” ile serbest bırakılmasına itiraz ederken, genç kız arkasında bir mektup bırakarak intihar girişiminde bulundu.
20 gün boyunca yaşam savaşı veren İpek Er geçtiğimiz hafta vefat ederek sosyal medyada büyük infial yaratmıştı. Siirt 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yakalama emri çıkarılan Musa Orhan ise geçen hafta tutuklanarak cezavine konulmuştu.
Tutuklama kararına karşı çıkan Musa Orhan’ın avukatı, müvekkilinin kaçma şüphesi olmadığını belirterek serbest bırakılmasını istemişti. Siirt 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından değerlendirilen itiraz sonrasında mahkeme tecavüz suçundan tutuklu bulunan Musa Orhan’ın serbest bırakılmasına karar verdi.
Nitelikli cinsel saldırı suçundan yargılanacak olan Musa Orhan hakkında soruşturma devam ederken, ilk mahkeme Siirt 1. Ağır Ceza Mahkemesinde Ekim ayında görülecek. Tahliye kararının ardından sosyal medyada #MusaOrhanTutuklansın hashtag ile karara ilişkin büyük tepkiler ses getirmeye başladı.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Haydar Baş, yakalandığı koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Gelen son bilgilere göre Trabzon’da tedavi altında olduğu hastahanede yaşamını yitirdiği öğrenildi.
Trabzon’un Akçaabat ilçesine bağlı Sarıtaş Mahallesinde üst üste görülen Covid-19 vakaları nedeniyle dün itibariyle karantina altına alınmıştı. İlçe Hıfzıssıhha Kurulu’nun karantinaya aldığı mahallede oturan BTP genel başkanı Haydar Baş ve ailesinden 8 kişinin daha virüse yakalandığı öğrenilmişti.
1947 doğumlu olan Haydar Baş, Trabzon’da tedavi gördüğü özel hastanede durumunun ağırlaşması üzerine dün yoğun bakıma alınarak solunum cihazına bağlanmıştı. Ancak doktorların tüm müdahalelerine rağmen sabah saatlerinde hayatını kaybetti…
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ülkemize kadar gelen koronavirüs vakaları ve can kayıplarına ilişkin son durumu paylaştı. Resmi Twitter hesabından can kayıplarını ve yeni tanı koyulan hastaların rakamını paylaşan Koca, halkı tedbirli olmaya davet etti.
“Test sayımız dün 5.035’ti. BUGÜN 7.286 olarak gerçekleşti. 1.196 yeni tanı kondu. Hastalar ve temas çevreleri izole edildi. 16 hastamızı kaybettik. Bu sonuçlarla can kaybımız 75’e, hasta sayımız 3.629’a ulaştı. Sizi ısrarla tedbirleri uygulamaya davet ediyorum.“
Sağlık Bakanı Koca’nın yaptığı açıklamaya göre şu an ülkemizde COVİD-19 virüsü bulaşmış 3.629 vaka varken, hayatını kaybeden 75 olduğu bilinir. Hızlı bir şekilde yayılan virüsün henüz bir tedavi bulunmasa da, diğer ülkelerde olmak üzere aşı ve tedavisi aranmaya devam ediliyor.
Sosyal medyada “HAYAT EVE SIĞAR” kampanyası başlatılarak ünlülerin desteğiyle halkın mümkün mertebe evinde kalması isteniyor. Kampanya ya evlerinde çekildikleri fotoğrafla destek veren Fazıl Say, Burak Özçivit, Fahriye vcen gibi ünlü isimler Türk halkını evinde kalmaya davet ediyor.
Ülkemizde de baş gösteren Corona virüs (koronavirüs), vakası dün yapılan açıklamalara göre 18 kişi olarak saptanmıştı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün gece saatlerinde twitter hesabından vaka sayısının yükseldiğini açıkladı. Türkiye’de Kovid-19 virüsünün görüldüğü kişi sayısının 47 kişiye ulaştığı bilgisine yer veren Koca,
“Tedbir ve panik, birbirinin zıttıdır. Tedirbirleri sıkı tutulalım. Virüsle temas ihtimali sıfırlayalım.”
Son olarak 29 kişide daha yapılan testlerin pozitif çıkmasıyla birlikte toplamda 47 hastanın tedavi altında olduğunu açıklayan Koca, tedbirlere uyulmasının hayati önem taşıdığına dikkat çekti.
“Tespit edilen her vaka toplum için risk olmaktan çıkmıştır. Her yeni tanı üzücü fakat sizin için bir güvencedir.”
Dünya genelinde binlerce kişinin ölümüne neden olan Corona virüsü, Çin’in Vuhan eyaletinden yayılarak ülkemize kadar geldi. Tüm dünya virüse karşı geliştirilecek aşıyı beklerken sevindirici haber ABD’den geldi.
ABD Başkanı Donald Trump, Kovid-19 virüsüne karşı geliştirilen aşının bugün itibariyle test edilmeye başlandığı bilgisini kamuoyuyla paylaştı. Tarihte en hızlı geliştirilen aşılardan biri olarak adlandırdığı aşının klinik ortamda ilk denemeleri gerçekleştiriliyor.
Washington eyaletinde klinik ortamda ortamda ilk aşı denemeleri 4 kişinin üzerinde test edilmeye başlandı. Aşıyı geliştiren bilim insanları virüsün genetik kodlarını değiştirdiklerini bu sebeple deneyde yer alan kişilerin korona virüsüne bağlı sağlık sorunu yaşamayacakları bildirdi.
Önümüzdeki süreçte 45 gönüllü denekle ile test edilecek aşı, klinik ortamda başarı elde ederse federal kurumlardan onay alması ve halka açık şekilde kullanabilmesi için en az 12 ile 18 ay süre gerektiği düşünülüyor…