Etiket arşivi: PAULLINA SIMONS

YAZ BAHÇESİ – Bronz Atlı 3 1

YAZ BAHÇESİ – Bronz Atlı 3

YAZ BAHÇESİ – Bronz Atlı 3 2

YAZ BAHÇESİ – Bronz Atlı 3

Leningrad’da yaşadığı andı bu, boş bir yolda, Alexander’ın hayatının mümkün olduğu, Alexander’ın mümkün olduğu bir an. İşte orada duruyordu, genç bir Kızıl Ordu subayı, günleri geleceği olmadan belirlenmiş, arzuları dizginlenmemiş, Rusya’da savaşın başladığı gün devriye geziyordu. Tüfeği omzunda durmuş, gözlerini neşeyle dondurmasını yiyip şarkı söyleyen sarışın, taze, göz alıcı kıza dikmişti. Önünde onu bekleyen hayatı bilmeden ona bakarken aklından geçen…

Karşıya geçmeli mi, yoksa geçmemeli miyim?

Ve Alexander geçti, ona hayat suyu vaat eden bu sarışın kız çocuğuna doğru yürüdü. Üzerlerine bombalar yağarken, Rusya’nın Stalin’in, Almanların savaş uçaklarından kusan ölüme rağmen ona yürüdü.

Aşkı, kanı, evlat sevgisini ve uzun yaz gecelerini bulduğu kadınla bir ömre uzandı.  Sevdi, çok ama çok sevildi Alexander.

Tatyana, karşıdan gelen çakı gibi Kızıl ordu askerine baktı.  Onun hayatına dokunacak, yaşamını ona hediye ederek yaralarını saracaktı.  Hatta onu çürümek üzere olduğu esir kampından kurtaracaktı.

Bedenen güçlü, kalben yaralı bu askere çocuk verecek onu aşkıyla iyileştirecekti.

Birlikte her zorluğa göğüs gererek, yitirdikleri sevdiklerinin anısına bir yaşam boyu mutlu olacaklardı…

Harika bir serinin sonuydu, okudukça boğazımı düğümleyen, savaşa dair bir çok acıyı tanıtan bir kitaptı.  Her yönden siyasi çıkarların ülke insanlarını sürüklediği vahşeti, her şey bittikten sonra geriye kalan zihin sancıların, kabusların üstesinden gelinme hikayesini anlatıyordu.

Tatyana ve Alexander; unutulmaz bir aşkın iki yoldaşıydı.

Mutlaka okunmalı…

FacebookMastodonEmailShare
TATYANA VE ALEXANDER (Bronz Atlı 2) 3

TATYANA VE ALEXANDER (Bronz Atlı 2)

TATYANA VE ALEXANDER (Bronz Atlı 2)

 

TATYANA VE ALEXANDER (Bronz Atlı 2) 4

“Savaşçı, komutan Alexander. Suyun, ateşin ve gökyüzünün Alexander’ı. Sevgili Tanrım beni sana versin; tankların ve hendeklerin, dumanın ve kederin askerine, mutluluğumun ve özlemimin kaynağı Alexander’a. Her neredeysen seni arıyorum.”

TATYANA VE ALEXANDER (Bronz Atlı 2) 5

 

II. Dünya savaşının karanlık zemininde gönülleri burkan bir aşk hikâyesi. Benliklerindeki sarsılmaz aşkın gücüyle savaşa ve ölüme kafa tutan Tatyana ve Alexander, her şeye rağmen pes etmeden sevgileri koruyabilecekler midir?

Kızıl orduda görev alan Alexander Belov’un taze gelini, karnında bebeğiyle bir anda dul kalan Tatyana.  Matemin, ölü cesetlerin üstündeki buz kütlesini üstünde kötücül yarasıyla direnen Alexander.

İkisinin de hayallerinde Arizona’nın sıcak kumlarında, güneşte tenleri kavrulurken birbirlerine ait olmak vardır.

18 yaşında hamile aynı zamanda dul kaldığına inanan Tatyana, savaşın hüküm sürdüğü topraklardan kaçıp Amerika yeni bir hayat kurmaya çalışacaktır. Lakin aklıda kalbide Alexander’ın ölmüş olabileceği gerçeğini bir türlü kabul etmemektedir.

Kalpten bağlı olduğu adamın ona ihtiyacı olduğunu tüm iliklerine kadar hisseden Tatyana, bebeği dünyaya geldiğinde Alexander’a gerçekte ne olduğunu öğrenmek için gözünü sakınmayacaktır.

Amerikan casusu olarak suçlanan, Stalin’in ölüm kampına müebbet esir düşen Alexander; hayallerinde dahi Tatyana’yı görmeye, onu elinden alacaklar korkusu yüzünden cesaret edemez.

Her şeyi bir kenara atarak sevdiği adamı kurtarmak için ölümün hüküm sürdüğü topraklara geri dönen Tatyana, Alexander’ı sapasağlam bulabileceğinden bile emin değildir.  Yine de destansı bir aşkın iz düşümü olan Tatyana ve Alexander, serinin ikinci kitabı olmakla birlikte savaşın en açık anlatıldığı kitap.

Savaşta ölmeyip esir düşenlere kamplarda uygulanan işkenceleri, açlığı, hastalığı ve sefaleti açık bir dille ifade eden yazar, aşktan öte yıkımı da sayfalarına yerleştirmiş.

Kapaktaki aşk hikayesi tanımına aldanıp kitabı romantik komedi zannetmeyin, Bronz Atlı serisi kalplerinize dokunduğu kadar, içinizi paramparça eden gerçekleriyle dünyanın gerçek yüzünü sizlere gösterecek….

FacebookMastodonEmailShare
BRONZ ATLI – PAULLINA SIMONS 6

BRONZ ATLI – PAULLINA SIMONS

BRONZ ATLI – PAULLİNA SIMOS

 

BRONZ ATLI – PAULLINA SIMONS 7

“Titremeyeceğim, bu kısacık ömürden korkmayacağım, başımı eğmeyeceğim. Dik durmanın bir yolunu bulacağım. Kapımı her şeye kapatacağım, Alexander. İçimde yalnızca sen kalacaksın.”

 

Yaşam mücadelesi ve tarihin acılı yıllarını açıkça gün yüzüne çıkaran Bronz Atlı,  Rus ve Alman savaşını konu alıyor.  II. Dünya savaşının Leningrand’ında açlık, sefalet ve ölümle boğuşan Metanov ailesini konu alan kitapta, o zorlu şartlarda yeşeren masum bir aşk hikâyesini de içerisinde barındırıyor.

Tatyana henüz 16 yaşında Rus’lara özgü sarı saçları, beyaz teni ve yeşil gözleriyle ailesini savaştan korumaya çalışan güçlü, masum bir kızdır.

Alexander herkesten gizlediği geçmişiyle Kızıl orduda asker, aynı anda da Tatyana’nın ablası Daşa’nın yeni erkek arkadaşıdır.

Masum bir bakışla yoldan karşıya geçen Alexander, dondurmasını yiyen sarışın bir kız çocuğunun hayatını nasıl değiştireceğini, aşkın gerçekten var olduğuna nasıl ikna edeceğini bilmiyordur.

Kan ağlayan Leningrand’ın, üstlerinden yağan bombaların, açlıktan ve keskin soğuktan ölen insanların arasında kocaman bir aşk doğacak

Yazar o soğuk, kanlı savaş dönemini çıplak gözlerle bakılıyormuşçasına anlatırken; insanlığın tanık olduğu  zor günleri açıkça dile getiriyor.  Taş üstünde taş kalmazken, şehirler bombalanıp ölüm dört bir yana kusarken, Tatyana çocukluğunu savaşa kurban edecektir.

Tarihi roman türünde Pegasus yayınlarından tekrar çıkan Bronz Atlı, 3’lü serinin ilk kitabı.  Seri Tatyana ve Alexander ve Yaz Bahçesi ile devam etmekte.  Serinin tüm kitaplarını okumama rağmen ilk olması nedeniyle Bronz Atlı benim için ayrı bir yerde. Gerçekçiliği, aşkın henüz masumda kalabildiği, savaşın ve yıkımın toplumlarla insanları nasıl yok ettiğini anlatıyor.

Ölümcül kıtlığı, donduran soğukluğu ve aşkın yakıcı tutkularını bir anda hissedip tadacağınız bu kitapta, eminim benim gibi sizde çok etkileneceksiniz.

 

FacebookMastodonEmailShare