Kureba Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Hısımlar, yakınlar, akrabalar Cümle içinde kullanımı: “Konu komşular kurebâlar ikramiyenin bana çıktığını duyduğundan beri evimden çıkmıyorlar.”
Kubuh Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Pislik, kötülük, çirkinlik, – Güzellik karşıtı – Hüsün karşıtı Cümle içinde kullanımı: “Neyler bu biçare yüreğim kubûh ile münakaşa edemez, dili lal olmaz mı?”
Köhne Bahar Nedir? Kelime Köken: Farsça – Güz, Sonbahar, Eylül Ekim ve Kasım aylarını içine alan mevsim Cümle içinde kullanımı: “Ne yağmurlar diner şu garip gönlümde bilmezsin, köhne bahar da solan güz çiğdemi gibisin.”
Konur Alp Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-ad – Cesur, yiğit, şeci, yürekli, kahraman Cümle içinde kullanımı: “Türklerin geçmişi gözünü budaktan esirgemeyen nice Konur Alp ile doludur üstadım. “
Kitabiyyat Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Kitap bilimi, bibliyografya, kitap bilgisi, kaynakça Cümle içinde kullanımı: “Osmanlı hanedanlığından kalan kitâbiyyât nüshaları incelenmek üzere Devlet kütüphanelerinde toplanır. “
Kitab-ı Mübîn Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-tamlama – Kur’an-ı Kerim – Levh-i Mahfuz, kader kitabı, İlahi levha Cümle içinde kullanımı: “İnsan geleceğini ön göremez, Kitâb-ı Mübîn sayesinde yaratılışını hangi amaca hizmet ettiğini bulmaya çalışır. “
Kıbleteyn Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Kudüs ile Kâbe’de ki Beyt-i Mukaddes, Mescid-i Aksa Cümle içinde kullanımı: “İslam’da üç mukaddes mescitten biri de kıbleteyndir. “
Keyfiyyeten Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Nitelik bakımından, Keyfiyet ile alakalı – Bir şeyin iyi veya kötü olmasıyla ilgili Cümle içinde kullanımı: “Bir insanın keyfiyyeten özellikleri onunla oturup kalkmadan, bir ekmeği bölüşüp yemeden anlayamazsın.”
Keşikhane Nedir? Kelime Kökeni: Farsça-keşîk+hâne – İçinde silahlı görevlilerin bulunduğu güvenliği sağlamak amacıyla kurulmuş yapı, karakol, devriye Cümle içinde kullanımı: “Keşîkhane de nöbet tutan eli silahlı onlarca adam varken nasıl bu kadar delice hareket edebilirsin.”
Keşakeş Nedir? Kelime Kökeni: Farsça – Münakaşa, çekişme, tartışma – İki kişinin bir şeyi uçlarından tutarak kendilerine doğru çekmesi, çekiştirmesi Cümle içinde kullanımı: “Akrabalarımın arasındaki keşâkeş ciddi boyutlara varmak üzere ne yapacağımı şaşırdım.”