Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Lale yanaklı, lale gibi kırmızı yanaklı kimse, lale gibi pembe yanaklı kimse
– Al yanaklı(sevgili)
Cümle içinde kullanımı: “Gülistanı dermem lakin lâle-had yüzünü öpücüklerimle sularım.”
Kelime Kökeni: Farsça
– Zambakgillerden yaprakları uzun ve mızrağı andıran kadeh şeklindeki çiçek türü
– Ucuna üçlü veya dörtlü çatal geçirilmiş meyve toplamaya yarayan sırık
– Esirlerin, kölelerin veya cezalıların boyunlarına geçirilen demir halka
– Akli dengesi yerinde olmayan kimselerin boynuna takılan demir halkanın ismi
– Tulipa gesneriana
Kelime Kökeni: Arapça
– Konuşma melekesini yitirmiş (kimse), dilsiz, konuşma engelli, dili tutulmuş kimse, ahraz, ses çıkarmayan sessiz
– Yakut gibi kırmızı renkte değerli bir taş
-Koyu kırmızı renkte değerli bir tür mürekkep
– Kırmızı, al, kızıl renk
– Dudak
Cümle içinde kullanımı: “Dili lal olmuş bir kere aşka hangi sevda onu konuşturabilecek güce sahiptir ki?”