Lehs Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Dili dışarı çıkarma, nefesi kesilme, nefesi kesilerek dili dışarı çıkarma – Yalamak Cümle içinde kullanımı: “Köpeğin lehs olmuş hali uzun bir yolculuktan döndüğünü gösteriyor kim ne kadar koştu.”
Lehimlemek Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Madeni iki parçayı kalay ve benzeri madde ile birbirine yapıştırmak, lehimle yapıştırmak, lehimle tutturmak Cümle içinde kullanımı: “Elektrik kabloları birbirine lehimlenmeden iş bitmiş sayılmaz. “
Lehif Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-sıfat – Kalbi yanık, lehfân – Hüzünlü, üzüntülü, mahzun, kederli, mükedder, acılı Cümle içinde kullanımı: “Anlatabilseydim bu lehîf halimi o zaman bilirdin çektiğim çileyi. “
Lehîb Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Alev, alaz – Ateşin alevlenmesi, lehebân – Ateşin sıcaklığı – Eti az deve, zayıf deve Cümle içinde kullanımı: “Lehîb’ten korkan ateşe dalar mı, günahtan korkan yalana başvurur mu?”
Lehhan Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Okurken çok yanlışlık yapan kimse, yanlış okuyan Cümle içinde kullanımı: “Küçük Hüseyin alfabeyi ezber etse de okumada lehhân kalıyor. “
Lehef Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Kaybolan bir şey için müteessir olmak – Kaybolan bir şeyin arkasından üzülmek Cümle içinde kullanımı: “Annemden tek hatıra kolyeyi kaybettiğimde nasıl lehef olduğumu anlatamam. “
Leheban Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Ateşin alevlenmesi, ateşten çıkan yanar ve ve parlak hava Cümle içinde kullanımı: “Lehebân gibi bir sevda ile sana yürürüm, yollarımı yarım bırakma Ey Sevgili!”
Leheb Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Ateşin alevlenmesi, ateş alevi, alev, alaz, yalım, yalaz – Havaya kalkan toz Cümle içinde kullanımı: “Yer gök leheb içinde kor rengine dönüşmeden, kalbim un ufak olmadan bu sevda ateşini söndüremem. “
Lehâz Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Göz ucu, göz kuyruğu, yan göz Cümle içinde kullanımı: ” Bizim aile büyüklerimiz evlatlarını lehâz yani göz ucuyla severek büyüttüler. “
Leha Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Damağın arkasında bulanan dile benzer küçük uzantı, küçük dil Cümle içinde kullanımı: “Öyle bir kin ve nefret söylemiyle konuştu ki lehâm tutuldu. “