Layenkati Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Durmaksızın, hiç ara vermeden, devamlı, sürekli, hep Cümle içinde kullanımı: “Lâ-yenkati akan derenin kudretli akışı içine düşüneni sularına götürüp uzaklara götürür. “
Latm Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Tokat vurma, şamar, beşkardeş – Karıştırmak, yapıştırmak Cümle içinde kullanımı:“Bey babamın yüzüme aşk ettiği latm beni yüz üstü yere düşürdü “
Latifeguyi Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-latîfe+Farsça-gûyî – Latife yapma becerisi, şaka yapma işi, şakacılık, nüktedanlık Cümle içinde kullanımı: “Mektebin hocalarından Osman beyin latîfe-gûyî sanatı dillere destandır. “
Lâ-reybî Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Şüphesiz, Kuşkusuz Cümle içinde kullanımı: “Lâ-reybî Allah tektir, ortağı olmaz. “
Lâne-gîr Nedir? Kelime Kökeni: Farsça – Yuva tutan, vatan edinen, mesken bulan Cümle içinde kullanımı: “İnsan karnının doyduğu yer lâne-gîr topraklardır. “
Lâle-ruh Nedir? Kelime Kökeni: Farsça – Lale yanaklı, yanağı lale gibi kırmızı olan, pembe yanaklı, al yanaklı sevgili Cümle içinde kullanımı: “Bir kerecik yüz sürsem lâle-ruh’una, bir kerecik sarsam latif vücudunu ne isterim başka Yaradan’dan. “
Laklakıyyat Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Saçma sapan sözler, faydası olmayan sözler, manasız sözler, boş lakırdılar, gelişigüzel sözler Cümle içinde kullanımı: “Acımı anlamayanlar laklakıyyât avuntularla beni sakinleştirmeye çalışıyor, babasız kalmanın ağırlığı avuntuyla geçer mi? “
Lain Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Kovulmuş, lanetlenmiş, melun, lanetli, lanetleyen – Nefret kazanmış rahmeti Haktan mahrum Şeytan-ı lain: Melun şeytan Cümle içinde kullanımı: “Ramazan ayında la’in şeytanın eli kolu bir ay boyunca bağlanır. ”
Lahz Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Göz ucuyla bakma – Fark ettirmeden gözlemek, belli etmeden çaktırmadan yandan bakış atma Cümle içinde kullanımı:“Onun da bende gönlü olduğunu lahz edişinden, süzmelerinden anladım. “
Lahut Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Uluhiyyet alemi, Tanrı alemi, İlahi evren, Ruhani Dünya – Kutsal, kutsi, mukaddes Cümle içinde kullanımı: “İnsan denilen varlık lâhût’da yaptıkları ve düşünceleriyle amel defterini doldurur. “