Kelime Kökeni : Pontus Rumcası – Yunanca
Hiç bir işe yaramaz, değersiz , beceriksiz.
Cümle İçinde Kullanımı: “Senin kadar kofti bir insan görmedim.”
İnsan sağlığını korumak adına satılan ürünleri denetim altında tutan Sağlık Bakanlığı, çalışmalarına devam etse de gıda sahtekarlığının önüne geçemiyor. Gıda sektöründe yapılan hileler gün geçtikçe yeni bir boyut kazanmaya devam ediyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı hileli, taklit, tağşiş gıdalar hakkında hazırladığı listede ünlü market zincirlerinde satılan markalardan biri dikkat çekti. Resmi internet sitesinde yayınladıkları listede domuz eti içeren ürünler olması bütün dikkatleri üstüne çekti.
Gurme isimli sucuk markasının daha önce ürünlerinde domuz eti bulundurduğu iddiası ortaya çıkmışken, Tarım ve Orman Bakanlığı aynı markanın isim değiştirerek yine halka domuz eti içeren ürünler sattığını tespit etti.
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan listede 229 firmaya ait 386 parti ürün halka açıklandı. Listede yer alan Gurme Gıda’nın sahibinin kim olduğu, üretim yerinin nerede olduğu ve isim değişikliği yaparak Bifet adını aldığı araştırılıyor.
Gurme Gida San. Tic. Ltd. Şti.’nin sahibinin İlko Köse olduğu belirlenirken üretim yerinin ise Kocaeli’nin Çayırova ilçesi olduğu ortaya çıktı. İçeriklerinde domuz eti rastlanan Gurme Gıda’nın ürettiği gıdalar sucuk, salam, sosis, jambon, kavurma, pastırma, köfte vb. olduğu biliniyor.
1.
Gördün mü hiç suyun yanmasını tuzda
Gördüm ben bu yaşam boyu iniltiyi
Büyük bahçelerin küçük içinde
Saksılardan birinde
Gördüm de
Uyurken uyandırılmış gibi
Beni bir sardunya büyüttü belki.O ben ki
Bir kadında bir çocuk hayaleti mi
Bir çocukta bir kadın hayaleti mi
Yalnızca bir hayalet mi yoksa.Ne peki
Yere dökülen bir un sessizliği mi
Göğe bırakılmış bir balon sessizliği mi
İşini bitirmiş bir org tamircisinin
Tuşlardan birine dokunacakken ki
Dikkati ve tedirginliği mi.Bekler mi beni
Her yanı, ama her yanı çocuklar gibi gülümseyen
Bir sürü yaz gününün içinde
Acaba bekler mi beni
Uykularım, o sonsuz uykularım
Yanmış bir limonluktaki
– Ve limonlar ki her gün bir yaprak ayininde
Sesini hiç eksiltmeyen –
Ama bilmez miyim ben
Bilmez miyim hiç
Böyle sığ hayallerle oyalanmak yerine
Kısacık bir zaman olmalıydı elimde
Turfanda meyva gibi bir zaman
Yollar yollar kateden tadı ve ekşiliği
Geçerek erguvanların dönemecinden
Leylakların dörtyol ağzından
Yapıştırıncaya dek beni dudaklarına
Acının dudaklarına ve geçmişin
Bir yaban gülü yaprağı gibi beni
Ama ne gezer.Korkmuyorum artık solmaktan
Solmaktan ve solgunluktan
Gelmişim nerelerden böyle
Kurumuş bir dere yatağı gibi
Ya da pek kurumamış da
Baygın, hasta ya da cançekişen
Çırparaktan yüzgeçlerimi dip sularında
Ya da yer tahtaları, muşamba, örtük perdelerin kasvetini
Yorgun düşerek taşımaktan
Ve ne çıkar ayırmasam kendimi
Suların büyük içkilere kavuştuğu koylardan.Koylardan
Kapsayan o sevimsiz, o küçük aşkları da
Eskiyen turunçlar gibi ilk rengini pek aratmayan
Ayırmasam kendimi
Diyorum ayırmasam
Köhnemiş bir geminin -izine pek rastlanılmayan-
İçindeki bir yolcudan da, değerli taşlarla dolu cepleri
Cepleri yüreği cepleri
Ayırmasam da ben
Kim görürdü o yolcuyu, yani kim farkederdi beni
Sıradan acılardır çünkü bütün ilgileri toplayan
Oysa sıkıntıyı buruşuk bir iç çamaşırı gibi saklayan
Bu kımıltısız gövde
Görülmemiştir ki hiç görülsün şimdi
Görülmediği gibi gündoğumundan havalanan kuşların
Ya da bir oda kapısını açtığınız zaman
O müthiş öğle sıcağında
Pencerenin önünde örgü ören birinin
– Örgü mü, bir çay bardağını başka başka tutan ellerin becerikliliği mi-
Görülmediği gibi
Ama var mıydı sanki görülmek isteyen
Var mıydı bir şeyler bekleyen yüreğimin eskittiklerinden.
22 yıldır kanser hastalığına destek veren ABD’li menşeili OCRA vakfı, her yıl sadece 10 bilim insanına verdiği ödülü bu yıl Dr. Duygu Özmadenci almayı hak etti. Yumurtalık kanser hücrelerinin artmasına neden olan FAK proteinin ilaçla tedavi yöntemini keşfetmişti.
İstanbul Üniversitesi’inde biyoloji eğitimi alan Duygu Özmadenci, eğitimine Fransa’da devam ederek kanser araştırmaları üzerine master ve doktora yaparak çalışmalarına ABD’de San Diego Üniversitesi’nde devam etmişti.
Kanser araştırma merkezinde yaptığı çalışmalarda Fokal Adezyon Kinaz (FAK) proteinin yumurtalık kanser hücrelerini çoğalttığını keşfederek, ilaçlı tedavi yöntemini geliştirdi. Ovarian Cancer Research Alliance (OCRA) vakfı yumurtalık kanser araştırmalarına destek veren bir kurum olarak 1994’den bu yana faaliyette. Başarılı keşiflerde bulunan 10 bilim insanına Ann and Sol Schreiber Mentored Investigator Award ödülünü veren vakıf, bu sene ödüle Duygu Özmadenci’yi layık gördü.
Ödülle birlikte araştırmaları için 75 bin dolarlık desteğin sahibi olan Özmadenci’nin keşfi, yakın bir süre kliniklerde kullanılmaya başlanacağı gelen bilgiler arasında.
Dünya genelinde her 100 kadından birinin yumurtalık kanseri nedeniyle hayatını kaybettiğini söyleyen Özmadenci, kendisine verilen ödül hakkında konuştu.
Son 40 yılda tedavi amaçlı kullanılan çok az ilaç keşfedildi. Hastaların kendi bağışıklık sistemini harekete geçiren ilaçlar son yıllarda kansere karşı savaşta kullanılıyor. Yumurtalık kanserinin, bağışıklık sistemini harekete geçiren yeni geliştirilen ilaçlara cevap vermediği düşünülüyordu. Bu ödül, yeni buluşlarımızın, yumurtalık kanserine karşı savaşta bağışıklık sisteminin harekete geçirilebileceğini ortaya koydu.
Eşini yumurtalık kanserinden yitiren ve eşinin onuruna bağışta bulunan biri, kanserle savaşta başarı göstereceğine inandığı için desteğini benim projeme vermiş ve ödülün üçte birlik kısmını kapsayan finansal destek sağlamış. Bu beni duygulandırdı ve daha çok çalışmak için motive etti.”
1+1 daireyi bekar erkek kiracıya vermiyorum diyen ev sahibi ve emlakçıya Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) 1000’er lira idari para cezasına çarptırdı. Verilen para cezasının gerekçesi ise cinsiyet ayrımcılığını ihlal etmek olarak gösterildi.
Olayın baş kahramanı olan M.K. isimli vatandaş 1+1 bir olan daireyi kiralamak için emlakçıyla iletişime geçti. Ev sahibiyle görüşen emlakçı, M.K. isimli kişiye ‘evin bekar erkek kiracıya verilmeyeceğini’ iletti. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik durumuna cinsiyeti ve medeni haliyle ilgili ayrımcılık yapıldığı hakkında müracaatta bulunan M.K. ayrımcılağa son verilmesini talep etti.
Talep sonrası tarafları dinleyen TİHEK, emsal bir karar vererek taraflara verdikleri kararı tebliğ etti. Verilen karar özetle şu ifadeleri içeriyor;
“Emlak müşaviri ve başvuran arasında söz konusu evin kiralanmasında yalnızca cinsiyet üzerinden gerçekleşen diyaloglar ve somut olayın niteliği, başvuranın iddialarının medeni halinden değil, cinsiyetinden kaynaklandığını göstermektedir. Somut olayda başvuran, ev sahibinin talimatı doğrultusunda emlak müşavirliğinin kendisine erkek olduğu için ev kiralamaktan imtina ettiğini ifade etmektedir. Başvurana ev kiralanmaması, emlak müşavirinin açıklamaları doğrultusunda ev sahibinin daha önceki erkek kiracılar eve zarar verirken, kadın kiracıların temiz ve titiz bir şekilde evi kullanmalarına ilişkin deneyimine dayandırılmaktadır. Ne var ki söz konusu deneyimden hareketle, evi kiralamak niyetinde olan bütün erkeklerin eve hasar vereceği kanaatine varmak varsayımdan öte bir gerçeklik taşımamaktadır. Kadınların erkeklerden daha temiz olduğu yönünde genel olarak kabul gören ve objektif bir temelden yoksun olan cinsiyet algısından kaynaklanan söz konusu varsayımın farklı muamelenin nedeni olduğu açıktır. Somut olayda emlakçı ve ev sahibi her ne kadar emlakçının kendisine verilen talimatı yerine getirdiğini ifade etseler de 6701 Sayılı Kanun kapsamında ayrımcılık talimatını uygulamak da yasaktır. Bu gerekçelerle ev sahibi ve emlak müşaviri hakkında biner lira idari para cezası uygulanmasına karar verilmiştir.”
Aslen Ukraynalı olan ve ABD’de yaşayan Katya isimli 19 yaşındaki kız bekaretini satılığa çıkardı. Daha öncede bekaretini uçuk fiyatlara satan genç kızların haberleri bir süre gündemi süslemişti. Uluslararası bir escort sitesinde bekaretini satışa çıkaran genç kıza en yüksek teklifi bir Alman iş insanı teklif etti.
1 milyon 200 euro teklif ederek Alman iş insanın yanında 19 yaşındaki Katya’ya teklif sunan diğer 2. kişinin New Yorklu bir avukat, 3. kişinin ise Japonya’da ünlü bir şarkıcı olduğu iddia edildi.
Katya isimli Ukraynalı genç kız uluslararası escort sitesinden bekaretini 84 bin 120 euroya satılığa çıkardığını ilan etti, en yüksek teklifi veren ise Almanya Münih’te yaşayan iş insanı kazandı. Siteden yapılan açıklamayla genç kızın bekaretinin doktor raporuyla onaylandığı duyuruldu.
Almanya, Münih’te yaşan iş adamının dünya çapında bir çok yerde fitness salonu olduğu belirtilirken, bekaretini almaya hak kazandığı genç kızla evlenmeye hazır olduğunu ve aylık 10 bin euro maaş verebileceği gelen bilgiler arasında.
Genç kız bu kararı kolay vermediğini açıklarken, durumu kazan-kazan olarak nitelediğini belirtti.
Bekaretimi sevdiğim birine kaybetmek ile sonsuza dek milyonlar içinde yaşamak arasında tercih yapmak zor. Ancak, severek birlikte olduğunuz erkek arkadaşınızın sizi bir noktada bırakıp gitme ihtimali yüksek, ancak parayı seçtiğiniz için pişman olma ihtimalinizin daha düşük olduğunu görüyorum.
İran’da düşen Ukrayna yolcu uçağında 176 kişi hayatını kaybetmiş, bütün gözler İran’a çevrilmişti. Tüm dünyanın beklediği açıklama bugün geldi. Ukrayna Havayollarına ait yolcu uçağı için açıklama yapan İran Genelkurmay Başkanlığı uçağın hassas askeri bir noktanın üzerinden geçerken insani bir hata sonucu düşürüldüğünü ifade etti.
İnsani hatanın hava savunma tarafından işlendiğini söylenirken, İran Cumhurbaşkanı Ruhani “Affedilemez bir hata ve facia” diyerek üzüntüsünü bildirdi. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif uçağın düşürülmesi hakkında Ukrayna’dan özür diledi.
“Ukrayna Havayollarına ait 752 sefer sayılı uçağı bu hassas ve kriz şartlarında İmam Humeyni Havalimanı’ndan hareket etti. Uçak, dönüş anında Devrim Muhafızlarının hassas askeri bir merkezine yaklaştı ve yüksekliği ile duruş şekli düşmanca saldırı yapacak gibiydi. Söz konusu uçak, bu şartlarda insani hata sonucu ve kasıtlı olmayarak hedef alınmıştır.”
8 Ocak Çarşamba sabahı kalkıştan kısa bir süre sonra düşürülen Boeing 737 tipi yolcu uçağında bulunan 176 kişiden kurtulan olmadı…
20 yaşındaki Üniversite de öğrencisi olan Sibel Ünli, İstanbul Fatih’te yaşıyordu. Geçtiğimiz cumadan beri kendisinden haber alınamayan genç kızın, cansız bedeni Samatya Sahilinden denizden çıkarılmıştı. İş bulamadığı için intihar ettiği düşünülen Sibel Ünli’nin sosyal medya da paylaşımları ise tüm Türkiye’nin yüreğini parçaladı.
Son sözleri niteliğindeki paylaşımıyla güç durumunu anlatan öğrencinin, okuduğu Üniversite’de yemek yiyecek parası dahi olmadığı ortaya çıkmıştı.
“Bir liraya karnımı doyurabilir miyim enter. Yemekhane kartımda para kalmamış sadece bir liram var. Bir lira kırk kuruşmuş”
İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü 3. sınıf öğrencisi olan 20 yaşındaki genç kızdan bir süredir haber alamayan ailesi kayıp başvurusunda bulunarak acı gerçeği ortaya çıkardı. Bir süredir iş bulamadığı ve maddi sıkıntılar çektiği öğrenilen genç kızın depresyona girmiş olabileceği düşünülüyor.
“Gidecek bir yerim yok, yaşamaya değer bir hayatım da”
Sözleriyle dikkat çeken Sibel Ünli, İstanbul Üniversitesinin öğrencilerin yemek hakkını tek öğüne düşürmesinin ardından iyice bunalıma girdiği düşünülüyor. Olayın ardından Üniversite yemekhane konusunda yaptığı değişikliği geri çekerek öğrencilerin indirimli yemek alma hakkını sabah kahvaltısı, öğlen ve akşam yemeği olarak sunmaya devam edeceğini açıkladı.
İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünden gelen açıklamada düzenlemenin iptal edildiği ve öğrencilerin eskisi gibi indirimli 3 öğün yemek alabilecekleri açıklandı.
‘2020 yılı başında bütçe kısıtlılığı nedeniyle hiç arzu etmediğimiz halde yemekhane ilgili yeni bir düzenleme yapma ihtiyacı hasıl olmuştur. Ancak sadece bütçe yetersizliğinden kaynaklı yeni düzenleme üzülerek ifade etmek isteriz ki hiç de tasvip etmediğimiz bir noktaya gelmiştir.
ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, ABD Başkanı Trump’ın talimatı üzerin operasyon düzenlediğini açıkladı. İran devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı olan Kasım Süleymani’nin füze saldırısıyla öldürüldüğünü bildirdi.
Pentagon, Süleymani’nin öldürülmesine ilişkin gerekçe olarak Kudüs Güçlerinin yüzlerce Amerikalının öldürülmesinden sorumlu olduğunu bildirdi. Açıklamada yer alan bilgiler ışığında Kasım Süleymani’nin Amerikan askerlerine saldırı planları yapmakta olduğu da belirtildi.
“General Süleymani aktif olarak Irak ve bölgedeki Amerikan diplomat ve askerlerine yönelik saldırı planı yapıyordu.Süleymani Irak ve Amerikan vatandaşlarının ölmesine ve yaralanmasına yol açan 27 Aralık’taki saldırı dahil son birkaç ay boyunca Irak’taki koalisyon üslerine düzenlenen saldırıları azmettirmişti. General Süleymani, bu hafta ABD’nin Bağdat’taki Büyükelçiliğine yönelik saldırıları da onaylamıştı. Bu saldırı İran’ın gelecekteki saldırılarını caydırma amacıyla düzenlendi. ABD, dünyadaki vatandaşlarımızı ve menfaatlerimizi korumak için gerekli tüm adımları atacaktır.”
Saldırı sonrasında Amerikan AP habere konuşan Iraklı üst düzey yetkililer, Şii milis grubu Haşdi Şabi’nin Komutan Yardımcısı Mehdi el-Mühendis’le birlikte 7 kişinin daha hayatını kaybettiğini açıkladı.
Bağdat Havaalanı’na Süleymani’in ineceği sırada saldırının havaalanının kargo kısmında, komutanın karşılandığı sırada gerçekleştiği biliniyor. İranlı generalin füze saldırısı sonucu vücudunun parçalandığını ancak yüzünün tespit edilebildiği gelen kaynaklar arasında.
Günümüzde genetik araştırmaları sürekli farklı bir boyuta ulaşıyor. Hastalıklar ve çağın getirdiği sorunlar karşısında yeni çözümler aramayı sürdüren bilim insanları, genetik faktörü üstünde yeni çalışmalarını sürdürüyor.
Çin bilim insanları organ nakli bekleyen hastalar için genetiği oynanmış yeni canlılar üreterek, nakil bekleyen hastalar için yeni gelişmelere imza atıyor. Araştırmanın çıkış noktası hayvanlardan insanlara nakledilecek tam uyumlu organlar üretmek. Çin bilim insanları domuz ve maymun kırması yavrular üretmeyi başardı. İki kimera domuz yavrusu doğdukları andan itibaren 1 hafta yaşarken, sonrasında hayatını kaybeden kırma canlılarda makak maymunun genetiklerine rastlandı.
İki yavrunun kalplerinde, karaciğerinde,dalağında, akciğerlerinde ve cilt dokularında makak maymunun DNA’sına rastlandı. IVF kullanılarak dişi domuza yerleştirilen 4000 embriyodan yavrulatılan canlılar, maymun hücrelerini floresan protein üretmek için değiştirdi. State Key Laboratory of Stem Cell and Reproductive Biology ekibi protein ile birlikte hücrelerin o soydan gelen hücreleri takip ettiklerini öngörüyor.
Değiştirilmiş hücreleri döllenmeden beş gün sonra domuz embriyolarına enjekte eden araştırmacılar, 10 tane domuz yavrusunun doğmasını sağladı. Yavrular içinden iki tanesi Chimera (İki ya da daha fazla farklı genotipte hücrenin ya da dokunun bulunduğu canlı) adını verdiler. Bilim insanları daha fazla maymun DNA’sına sahip sağlıklı canlılar doğana kadar araştırmalarını sürdürecekler.
Sadece Birleşik Krallıkta 6000 hastanın organ nakli listesinde olduğu ve her gün 3 insanın organ yetmezliğinden hayatını kaybettiği elde edilen bilgiler arasında. Canlılar üzerindeki genetik çalışmalarının organ bekleyen hastalara yeni bir umut olacağı düşünülüyor…