Kelime Kökeni: Arapça
– Güneşte kurutulmuş tuğla, kerpiç tuğla
Cümle içinde kullanımı: “Köşkün arkasına yapılacak müştemilat için lebin temin etmek gerek. “
– Karadeniz’in güneydoğu kıyısında yerleşik bir halk
– Güney Kafkasyalı halkın adı, bu halka mensup kimse
– Bu halka özgü
– Doğu Karadeniz ve Rize’de yaşamını sürdüren halk
– Gölge ve ortaoyunlarında bulunan tip
Cümle içinde kullanımı: “Lazların saman alevi gibi hızla yanan öfkesi aynı ivedilikle yatışıp kaybolur. “
Kelime Kökeni: Arapça-liyâkât
– Yakışan, yaraşan, yakışır, münasip, uygun düşen, uygun, muvafık
– Hareketleri, davranışları, nitelikleriyle bir şeyi elde etmeye hak kazanmış kişi
– Kendisine denk olanı yakışanı bulma
Cümle içinde kullanımı: “Acele etme kızım elbet sende kendine lâyık olan bir adamı bulacak onu çok seveceksin. “