Kelime Kökeni: Farsça
– Ancak, fakat, ne var ki, amma
Cümle içinde kullanımı: ” Biliyorum leyk şansımı denemekte inatçıydım, sonuçlarına katlanmaya da razı olmalıyım. “
Kelime Kökeni: Farsça
– Kırmızı boya çıkarmaya yarayan bir maden
– Aptal, sersem, ebleh, bön, ahmak, budala, avanak
– Arnavutluk ulusal para birimi, Yüz bin
Kelime Kökeni: Arapça
– Sana, senin için, senin hakkında, sen zamirinin yönelme durumu
Cümle içinde kullanımı: “Kadının arsızı erkeğin lek olanı ömür tüketir derler. “
Kelime Kökeni: Arapça-liyâkât
– Yakışan, yaraşan, yakışır, münasip, uygun düşen, uygun, muvafık
– Hareketleri, davranışları, nitelikleriyle bir şeyi elde etmeye hak kazanmış kişi
– Kendisine denk olanı yakışanı bulma
Cümle içinde kullanımı: “Acele etme kızım elbet sende kendine lâyık olan bir adamı bulacak onu çok seveceksin. “
Kelime Kökeni: Fransızca-elastique
– Kauçuktan yapılmış nesne
– Kauçuktan veya gomalastikten üretilen çekildikte uzayan madde
– Potinin üzerine giyilen kauçuktan yapılmış galoş
– Kauçuktan yapılma pabuç
Cümle içinde kullanımı: ” Dışarıdaki yağmur ve çamuru odaya taşımamak için lütfen lastik galoşları giyer misiniz?”