TRİKO NEDİR? Triko Nedir? Kelime Kökeni: Fransızca, İsimdir Örgüden yapılmış bir tür yün kumaş. Cümle İçinde Kullanımı:’ Mağazadan iki tane triko kazak aldım.’
YETİM NEDİR? Yetim Nedir? Kelime Kökeni: Arapça, İsimdir Babası ölmüş olan çocuk. Eş anlamlısı Babasız Cümle İçinde Kullanımı:’ Yetim çocuğa ve annesine yardım da bulunmuştum.’
ÖKSÜZ NEDİR? Öksüz Nedir? Kelime Kökeni: İsim, Sıfattır Annesi ya da hem annesi hem babası ölmüş çocuk. Eş anlamlısı Kimsesiz Cümle İçinde Kullanımı:’ Sokakta ki öksüz çocuk acınası durumdaydı.’
TENZİLAT NEDİR? Tenzilat Nedir? Kelime Kökeni: Arapça, İsim, Eskimiştir Malın değerinden düşük fiyatta bir süreliğine indirilmesi. Eş anlamlısı İndirim Cümle İçinde Kullanımı:’ Yarın marketin tenzilat günüymüş.’
MAĞFİRET NEDİR? Mağfiret Nedir? Kelime Kökeni: Arapça, İsim, Eskimiştir Birini kötü davranışından dolayı affetmek, Görmezden gelmek. Eş anlamlısı Bağışlama Cümle İçinde Kullanımı:’ Onu bu davranışından dolayı bu defa mağfiret edeceğim.’
MÜKÂFAT NEDİR? Mükâfat Nedir? Kelime Kökeni: Arapça, İsim, Eskimiştir Birini sevindirmek ve ödüllendirmek için verilen hediye. Eş anlamlısı Ödül Cümle İçinde Kullanımı:’ Sınavlarından yüksek not aldığı için onu mükâfatlandıracağım.’
BEDDUA NEDİR? Beddua Nedir? Kelime Kökeni: Farsça, Bileşik, İsimdir Bir kimsenin kötü duruma düşmesini gönülden istemek, açıkça söylemek. Eş anlamlısı İlenç, İlenme Cümle İçinde Kullanımı:’ Ona ettiğin bedduanın bu kadar çabuk tutacağını bilmiyordum.’
GAZAP NEDİR? Gazap Nedir? Kelime Kökeni: Arapça, İsimdir Sinir, Hınç, Kızgınlık, Hiddet Eş anlamlısı Öfke Cümle İçinde Kullanımı:’ İçimde ona karşı hâlâ gazap vardı ve bu hiç dinmeyecekti.’
SAHİFE NEDİR? Sahife Nedir? Kelime Kökeni: Arapça, İsim, Eskimiştir Üzerine yazılan kağıdın iki yüzünden biri. Eş anlamlısı Sayfa Cümle İçinde Kullanımı:’ Kitabın sahifesini kardeşim yırtmıştı.’
İFTİRA NEDİR? İftira Nedir? Kelime Kökeni: Arapça, İsimdir Bir kişiyi yapmadığı bir durumdan dolayı olumsuz şekilde suçlamak, Kara çalmak Eş anlamlısı Bühtan Cümle İçinde Kullanımı:’ Ona iftira attıklarını bildiği halde susmaya devam ediyordu.’