Lasif Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Parlayan, parlayıcı, parlaklığa sahip Cümle içinde kullanımı: “Gece yıldızların lasîf ışıltısı altında uyurken aklıma hep kaş çatışın geliyor. “
Felekiyyat Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Gökbilimi, gök ilmi, astronomi, kozmoğrafya Cümle içinde kullanımı: “Felekiyyât gökcüsümlerinin konumlarını, hareketlerini, yapılarını ve dünyaya olan uzaklığını araştıran bir bilim dalıdır. ”
Fekariyye Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Omurgalılar, omurgalı canlılar Cümle içinde kullanımı: “Fekariyye; hayvanlar aleminde kordalılar grubuna bir alt kademesidir. “
Fekar Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Enseden başlayarak kuyruk sokumuna kadar inen birbirine eklemli omurga kemikleri, omurgalar,omur sütunu, bel kemiği, fıkar Cümle içinde kullanımı: “İnsanın dik durmasını sağlayan fekâr, istif istif dizili bir çok kemik oluşumundan meydana gelir. “
Fazazet Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Kabalık, kötülük, sertlik, kötü sözlülük, nezaketsizlik, huşunet Cümle içinde kullanımı: “Allah günah yazmasın ama şu adamın yüzünden akan fazâzet içimi korkuyla kaplıyor. “
Faza’at Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Biçimsizlik, çirkin olma durumu, çirkinlik, kabih, kabahat, şenâ’at Cümle içinde kullanımı: “Mühim olan yüzündeki fazâ’at’ın kalbine sıçramaması, çirkin bir kalple yaşamak daha zordur. “
Fataniyet Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Kıvrak zekalılık, keskin zekalılık, hızlı düşünme kavrama Cümle içinde kullanımı: “Mektepteki talebelerimin hepsi fatâniyetli, iyi çocuklardır hepsi adına kıvanç duyuyorum.”
Fasıha Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Saçmalayan, zırvalayan, saçma sapan değerlendirmelerde bulunan (kimse) Cümle içinde kullanımı: “Dergilerde yazısı paylaşılan çoğu eleştirmenin fâsıha yorumlarını okumaktan zevk almıyorum.”
Farziyye Nedir? Kelime Kökeni: Arapça – Varsayım, tahmini olan, varsayımlı, taktire bağlı olan, farza bağlı, hipotez, hükmü kesin olmayan söz Cümle içinde kullanımı: “Farziyye açıklamalarda bulunarak toplumu isteğinize yönlendiremezsiniz bayım, insanlar daima kanıt görmek isteyecektir. “
Farukane Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-fârûk, Farsça-âne – Haklıyı haksızdan ayırırcasına Cümle içinde kullanımı: “Adalet fârûkâne yapamıyor, suçluyu masuma tercih ediyorsa dünya çoktan yıkılmıştır.”