Etiket arşivi: Eskimiş Kelimeler?

HUDAYİNABİT NEDİR? 1

HUDAYİNABİT NEDİR?

Hudayinabit Nedir?

Kelime Kökeni: Farsça, Eskimiş, Sıfat, Bileşiktir

Eğitim almamış ama kendi kendini eğitmiş kimse,

İnsan eli değmeden kendi kendine yetişen bitki türüdür.

Cümle İçinde Kullanımı:’ Okula gitmediği halde hudayinabit biri olmayı başardı’.

MAATTEESSÜF NEDİR? 2

MAATTEESSÜF NEDİR?

Maatteessüf Nedir?

Kelime Kökeni: Arapça, Eskimiştir

Kaygılanarak, üzülerek söylüyorum, Ne yazık ki, Eş anlamlısı Maalesef

Cümle İçinde Kullanımı:’ Maatteessüf ki ben bu işi yapamayacağım’.

BİTTABİ NEDİR? 3

BİTTABİ NEDİR?

Bittabi Nedir?

Kelime Kökeni: Arapça, Eskimiştir

Saf, Katıksız, Natürel, Doğal olarak, Eş anlamlısı Elbette

Cümle İçinde Kullanımı:’ Kendini bittabi olarak görmeyi daha çok seviyordu’.

EFSUNKAR NEDİR? 4

EFSUNKAR NEDİR?

Efsunkar Nedir?

Kelime Kökeni: Farsça, Eskimiştir, Sıfattır

Füsunlu, Sansasyonel, Etkili, Göz alıcı, Eş anlamlısı Büyüleyici

Cümle İçinde Kullanımı:’ O gece davette öyle efsunkardı ki hiç kimse gözlerini ondan alamadı’.

GARK NEDİR? 5

GARK NEDİR?

Gark Nedir?

Kelime Kökeni: Arapça, Eskimiştir

Suya saplanmak, batmak, batma, Toprağa gömülmek, gömme.

Eş anlamlısı Boğulma

Cümle İçinde Kullanımı:’ Hayvanlar dereden su içerken gark olmuşlardı’.

ZİNDE NEDİR? 6

ZİNDE NEDİR?

Zinde Nedir?

Kelime Kökeni: Farsça, Eskimiştir

Tüvana, Tendürüst, Stabil, Sıhhatli, Sağlıklı, Eş anlamlısı Diri

Cümle İçinde Kullanımı:’ Yaşlı adam güne her zaman zinde başlamayı severdi’.

MUHACERET NEDİR? 7

MUHACERET NEDİR?

Muhaceret Nedir?

Kelime Kökeni: Arapça, Eskimiştir

Yaşadığın ülkeden başka bir ülkeye taşınmak, yerleşmek, Eş anlamlısı Göç

Cümle İçinde Kullanımı:’ O da daha fazla duramayıp başka ülkeye muhaceret ediyordu’.

İZAH NEDİR? 9

İZAH NEDİR?

İzah Nedir?

Kelime Kökeni: Arapça, Eskimiştir

Tavzih etmek, Açığa vurmak, İfşa etmek, Eş anlamlısı Açıklamak

Cümle İçinde Kullanımı:’ Ona izah etmeye çalışıyordum fakat beni dinlememek de ısrar ediyordu’.

İKTİFA NEDİR? 10

İKTİFA NEDİR?

İktifa Nedir?

Kelime Kökeni: Arapça, Eskimiştir

Bir şeyin kendisi için çoğuna gerek görmemek, daha çoğunu istememek, Kanaat etmek, Eş anlamlısı Yetinme

Cümle İçinde Kullanımı:’ İşin de az kazansa da çoğunda da gözü yok iktifayı biliyordu’.