Etiket arşivi: Eski kelimeler?

Zennup Nedir? 1

Zennup Nedir?

Kelime Kökeni: Farsça 

– Güzel kadın, afitap

 Cümle içinde kullanımı:” Zennup’um, benim bakmalara kıyamadığım ahu gözlü sevdiceğim…”

FacebookMastodonEmailShare
Ezhereyn Nedir? 2

Ezhereyn Nedir?

Kelime Kökeni: Arapça 

– Ay ile güneş, güneş ve ay

– Ezheran

Cümle içinde kullanımı: “Biz iki aşık, tıpkı gökyüzünde ayrı aşıklar ezhereyn gibiydik.  Gecemizde gündüzümüzde ayrılığın esiriydi. ”

 

FacebookMastodonEmailShare
Eybel Nedir? 3

Eybel Nedir?

Kelime Kökeni: Arapça 

– Hristiyan papazı, rahip, keşiş, karabaş

Cümle içinde kullanımı: “Evliliğe tövbe ederek kendilerini İsa’ya adayan eybeller manastırda tüm ömürlerini geçirirler. “

FacebookMastodonEmailShare
Dellale Nedir? 5

Dellale Nedir?

Kelime Kökeni: Arapça 

– Erkek ve kadın arasında arabuluculuk yapan kadınlara verilen isim.

Cümle içinde kullanımı: “Görücü usulü evliliklerin çoğunu dellâle denilen kadın ön ayak olurdu. “

FacebookMastodonEmailShare
Darip Nedir? 6

Darip Nedir?

Kelime Kökeni: Arapça 

– Çarpan, vuran, döven

Cümle içinde kullanımı: ” Mahmut’un eli ağırdır, kendisine saygısız davrananlara karşı da dâriptir.”

FacebookMastodonEmailShare
Damgah Nedir? 7

Damgah Nedir?

Kelime Kökeni: Farsça 

– Tehlike arz eden bölge, tuzak kurulmuş yer, sakıncalı yer

Cümle içinde kullanımı: “Mayınların yer aldığı doğu sınırı dâmgâh olarak nitelendirilir girilemez. “

FacebookMastodonEmailShare
Gürd Nedir? 8

Gürd Nedir?

Kelime Kökeni: Farsça 

– Koçyiğit, dilaver, cengaver, kahraman, yiğit, cesur, batur

Cümle içinde kullanımı: “Hindistan’da Timur soyundan gelen Türk liderlere Gürd adı verilirdi, misal Babür Şah.”

FacebookMastodonEmailShare
Reşha-feşan Nedir? 9

Reşha-feşan Nedir?

Kelime Kökeni: Arapça-reşha, Farsça-feşân

– Damla damla saçan, damla akıtan, çok küçük miktarda akıtan

Cümle içinde kullanımı: “Reşha-feşân akan gözyaşları elime değil yüreğime değdi, burada öldüm ben.”

FacebookMastodonEmailShare
Derdest Etmek Nedir? 10

Derdest Etmek Nedir?

Kelime Kökeni: Farsça

Derdest: Ele geçirme, elde tutma, ahz ü tevkif

– Yaka paça ele geçirme, yakalamak

Cümle içinde kullanımı: “Tahir efendi dükkanına giren hırsızı derdest edip polise vermiş.”

FacebookMastodonEmailShare