Kelime Kökeni: Arapça-çoğul ad
– Mülkler
– Gayrimenkul
– Taşınmazlar
– Taşınmaz
Cümle içinde kullanımı: “Tüm servetini emlâktan kazanmış bir sürü evi tarlası var diyorlar.”
Kelime Kökeni: Ad
– Emlak işi yapan kimse
– Genel arazilerin alım satım işlerinin yapıldığı vergi işlerinin düzenlendiği devlet dairesi
– Osmanlı döneminde toprak kayıtlarının bulunduğu ana defterlerin ve işlemlerin yapıldığı daire
Cümle içinde kullanımı: “Rahmetli büyük dedemiz defter-hâne de çalışan hali vakti yerinde bir paşaymış.”