– Çok fazla sıkılmak, büyük çaresizlik, derdin içinde kalmak.
– Büyük bir yıkıma uğrayıp bütün umutlarını ve mutluluğunu kaybetmek yitirmek.
– Büyük bir karamsarlık ve umutsuzluk içine düşmek, içine dalmak.
– Dünya ona zindan olmak, kesilmek, görünmek.
– Dünya gözüne zindan olmak, kesilmek, görünmek.
– Dünya başına yıkılmak.
– Dünya, başına dar gelmek.
Cümle içinde kullanımı: ” Dünya, başına dar olmuştu evin içinde seni öyle gördükten sonra.”