Etiket arşivi: Cumhuriyet Dönemi Yazarları

ÇALIKUŞU - Reşat Nuri Güntekin 1

ÇALIKUŞU – Reşat Nuri Güntekin

ÇALIKUŞU - Reşat Nuri Güntekin 2

Cumhuriyet dönemi edebiyatı yazarları içerisinde Anadolu’nun güzelliklerini, aşkı en güzel anlatan yazarlardan birisidir Reşat Nuri Güntekin.

25 Kasım 1889 doğumlu olan Reşan Nuri Güntekin, çağdaş Türk edebiyatın önde gelen Çalıkuşu, Anadolu Notları, Yaprak Dökümü gibi bir çok esere imzasını atmıştır.

Yazdığı romanlar hakkında yapılan bir söyleşide “Konu, pek ilkel şekilde aklıma gelir. Hiçbir zaman, hemen derhal bu konunun planını yapıp da yazmaya başladığım vaki değildir. Bulduğum konuyu, zihnimde bir kenara atarım. Onu francala hamuru gibi kendi kendine kabarması için uzun müddet bırakırım. Çok defa aradan birçok senenin geçtiği de olur. Bu müddet zarfında konuda bazı ilaveler yaparım. Bazı kısımlarını atarım, çıkarırım1” demiştir.

Uzun yıllar edebiyat öğretmenliği yaparak Anadolu’yu dolaşan yazar, bu süreçte kazandığı izlenimleri Çalıkuşu adlı romanında bahsederek edebiyatımıza unutulmaz bir eser armağan etmiştir.

1922′ de yazdığı Çalıkuşu romanı, farklı uyarlamalarıyla bir çok kez beyaz perdeye ve televizyona aktarıldı.  Eşsiz bir yapıt olarak edebiyatımızın kült eserlerinden biri olarak kitabı kadar uyarlamaları da oldukça beğenilerek izlenip takip edilmiştir.

Aşkı olduğu gibi en körpe ve taze haliyle bizlere sunan Feride ile Kamran’ın paylaştıkları hayata ortak olmanızı tavsiye ederiz.

Çalıkuşu’nu okumayan, bu muhteşem kitabın etkisinden çıkmayanlar için alıntılar paylaşıyoruz….

ÇALIKUŞU - Reşat Nuri Güntekin 3

 

“Sen kurşunla vurulanları hiç işitmedin mi hemşireciğim? Bazıları vurulduklarının farkında bile olamazlar, üç beş adım koşarlar, kaçıp kurtuluyoruz sanırlar. Yara sıcakken acımaz hemşireciğim.”

Bazen nasihatlerine biraz somurtsam, arzularına karşı kafa tutsam bile neticede daima yelkenleri 
suya indirmek lazım gelir. Niçin? Ne bileyim! İnsan birini sevmek felaketine uğradı mı esir gibi bir şey oluyor.”

“Ne arsız gönlüm var benim? Etrafımdaki insanları ne kadar çabuk seviyorum.”

“O vakit, sadece gözlerim ağlamıştı.Bu gece gönlüm ağlıyor.”

“Hayatın, bir felaketten sonra daima bir saadet verdiğini, o güzel darbımselin söylediği gibi, ayın on beşi karanlıksa, on beşinin mutlaka aydınlık olacağını bilmiyor değilim.”

“İnsan,yaşadığı yerlerde beraber bulunduğu insanlara görünmez ince tellerle bağlanmış;ayrılık vaktinde bu bağlar gerilmeye,kopan keman telleri gibi acı sesler çıkarmaya başlar,her birinin gönlümüzden kopup ayrılmasıyla,bir ayrı sızı uyandırılırmış. Bunu yazan şair ne kadar haklıymış!”

ÇALIKUŞU - Reşat Nuri Güntekin 4

“Ben başkaları gibi değilim. Çok sevindiğim, mesut olduğum vakit duygularımı sözlerle anlatamam. Mutlaka karşımdakinin boynuna sarılmak, onu öpmek ve hırpalamak isterim.”

“Kamran,ben seni sevmesini senden ayrıldıktan sonra öğrendim.Hatta yaptığım tecrübelerle,başkalarını sevmekle sanma sakın.Gönlümün içindeki derin,hazin,ümitsiz hayalini sevmekle.”

“Hangi ümide sarılsam elimde kalıyor, neyi seversem ölüyor. İşte üç sene evvel bir sonbahar akşamıyla beraber ölen genç kızlık rüyalarım, kendi küçüklerim, sonra Munise, onun arkasından belki kalbimin öksüzlüğünü avuturlar diye ümit ettiğim talebelerim. Yavrularını tehlikede gören bir ana kuş hırçınlığıyla üstlerine titrediğim bu şeyler, sonbahar yaprakları gibi birer birer sararıyor, dökülüyor. Daha yirmi üç yaşıma girmedim; yüzümden, vücudumdan çocukluğun izleri silinmedi; halbuki gönlüm, baştan başa bütün sevdiklerimin ölüleriyle dolu.”

“Ekmeği bölüşür gibi bölüşeceğiz kalbimizi, kederimizi, sevincimizi, umudumuzu… Dememiş miydin?”

“Gitseydin dünya ahiret acım olurdun. Kapanmayan yaram, bitmeyen hikayem olurdun. İyi ki gitmedin.”