Açıcı Nedir? Kelime Kökeni: Sıfat – Açan, açma işini yapan, fatih – Bulan, keşfeden, keşşaf – Ferahlık veren, ferahlatan Cümle içinde kullanımı: ” Şöyle naneli soğuk, insana açıcı etkisi olan bir kokteyl içmek istiyorum.”
Acıbe Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-acaib – Hayreti gerektiren, şaşılacak şey, mucize, alışılmışın dışında, hayret veren Cümle içinde kullanımı: “Acîbe olaylar çevremizi sarmışken hala nasıl olur da yukarıdakinin varlığını sorgularsınız?”
Acı Su Nedir? Kelime Kökeni: Ad – Tadı sert olan kuyu suyu, pınar suyu – Kaynak suyu, maden suyu – Deniz suyu ile tatlı suyu arasında kalan tadı güzel olmayan su – Şarap Cümle içinde kullanımı: “Bu coşkun akan pınarın acı suyu pek zorda kalınmadan içilmez serttir. “
Acırak Nedir? Kelime Kökeni: Sıfat – Hafif acı, acımtırak, acısı az, acımsı Cümle içinde kullanımı: “Taze biberlerin acırak tadı yemeğe güzel bir lezzet katmış ben şahsen beğendim. “
Acındırmak Nedir? – Merhamete getirmek, merhamet dilemek – Bir kişide acıma duygusu uyandırmak Cümle içinde kullanımı: “ Sözlerindeki bariz duygusallık ve hoşgörüyle kendisini bize karşı acındırıyor, yarım bekliyordu.”
Acın Nedir? Kelime Kökeni: Zarf – Aç olarak, aç olmak Cümle içinde kullanımı: “Küçük çocuk annesinin eteğine yapmış acın acın diye ağlıyor, gözlerinde tombul yaşlar dökülüyordu.”
Acımsı Nedir? Kelime Kökeni: Sıfat – Az acı, acı gibi, biraz acı, acıya benzeyen, acımtırak – Dokunaklı, insanın içine işleyen Cümle içinde kullanımı: ” Henüz ham olan meyvelerin acımsı tadı güneş aldıkça tatlanacak.”
Acımsamak Nedir? – Acı duymak, acı hissetmek, hafif üzülmek Cümle içinde kullanımı: ” Yalan yok bütün ıstıraplarını dinlediğimde acımsamak ile keder arasında gidip geliyorum.”
Acımık Nedir? Kelime Kökeni: Botanik-ad – Buğday tarlasında yetişen zehirli ve zararlı yabani bir bitki, belemir – Mavikantaron – Peygamber çiçeği Cümle içinde kullanımı: ” Bizim buralarda ekmek hamuruna az miktarda acımık da katılır. “
Acımak Nedir? Kelime Kökeni: Nesnesiz eylem – Acılaşmak, acı durumuna gelmek – Başkasının derdine ortak olmak, onunla dertleşmek – Merhamet duymak, üzüntü beslemek Cümle içinde kullanımı: “Reşat Nuri Güntekin’in Acımak adlı eseri bize yaşanılan sıkıntıların ve olayların gerçek bir mana da hakikatini gösteriyor.”