Dest Nedir? Kelime Kökeni: Farsça-ad – El – Kolun aşağısı – Hedef – Nesne ve araçları tutmaya yarayan organ Cümle içinde kullanımı: “Dest pençe olmuş, vurduğu yeri inletiyor.”
Deryâ-yı Vahdet Nedir? Kelime Kökeni: Farsça-tamlama – Ermiş – Olgun insan – Veli – Evliya Cümle içinde kullanımı: “Başımızdaki Deryâ-yı vahdete şükretmek lazım.”
Deryâ-yı Muhît Nedir? Kelime Kökeni: Farsça-tamlama – Mutlak varlık – Okyanus – Anadeniz – Umman – Açık deniz Cümle içinde kullanımı: “Deryâ-yı Muhît şahidim olsun ki gözüm bir kez başka bir göze kaymadı.”
Der-sa’âdet Nedir? Kelime Kökeni: Özel ad (Farsça-der+Arapça-Arapça-sa’âdet) – Payitaht – İstanbul – Saadet kapısı – Tahtın bulunduğu yer Cümle içinde kullanımı: “Der-sa’âdet olan İstanbul, Osmanlı imparatorluğunun başkentidir.”
Ders-i İbret Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-tamlama – Deney – Ders alınacak olay – İbret dersi – Göz açacak hadise – Uyarıcı sonuç Cümle içinde kullanımı: “Hayatındaki ders-i ibretleri göz ardı etme, onlar seni uyaran felaketlerdir.”
Der-hâst Nedir? Kelime Kökeni: Farsça-ad – Dilekçe – Dilek – İstek – Talep – Murat – Dilenen – Temenni Cümle içinde kullanımı: “Rabbim el açıp der-hâst edeni geri çevirmez.”
Denâset Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-ad – Kirlilik – Paslılık – Temiz olmayan – Necaset Cümle içinde kullanımı: “İçimizdeki denâset ancak vicdanımızın sesiyle temizlenebilir.”
Denâ’et Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-ad – Adilik – Alçaklık – Kötü mizaç – Zillet – Kahpelik – Aşağılık Cümle içinde kullanımı: “Her insanın ruhunda denâ’et ve acizlik vardır, bunları örtebilir ama kendinden saklayamaz.”
Demet Nedir? Kelime Kökeni: Ad – Deste – Ekin bağı bir yerde bağlanmış – Biçilmiş ekin – Birlikte bağlanmış çiçek – Bitki bağlamı – Lifli kordon Cümle içinde kullanımı: “Demet demet çizilmiş çiçek tarhlarının yanında dünyanın en güzel çocuğunu gördüm.”
Dehşet Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-ad – Şaşıp kalma – Korkma – Ürkme – Allah’ın gücünü yansıtan ilahi kuvvet – Yılgı – Ürküntü – Korku ve telaş Cümle içinde kullanımı: “Olayın arkasından yaşadığı dehşet sonucunda yere yığılıp kaldı.”