Su çiçeği ikinci kez çıkar mı? 1

Su çiçeği ikinci kez çıkar mı?

Su çiçeği, su çiçeği virüsü (Varicella zoster virus, VZV) nedeniyle oluşan bulaşıcı bir hastalıktır. Bir kişi su çiçeğini bir kez geçirdikten sonra genellikle bu virüse karşı ömür boyu bağışıklık kazanır. Bu nedenle, su çiçeğine yakalanan bir kişinin aynı hastalığı ikinci kez geçirmesi oldukça nadirdir. Ancak, özellikle ilk enfeksiyon çok hafif geçtiyse veya kişinin bağışıklık sistemi zayıflarsa, ikinci bir su çiçeği enfeksiyonu teorik olarak mümkündür.

Ancak, bu virüs vücutta ömür boyu kalabilir ve ileri yaşlarda ya da bağışıklık sistemi zayıfladığında zona (herpes zoster) olarak nüksetme potansiyeline sahiptir. Zona, genellikle vücudun bir tarafında bant şeklinde ağrılı döküntülerle karakterizedir. Bu, su çiçeği ile aynı virüsün neden olduğu farklı bir klinik tablodur.

Sonuç olarak, su çiçeğini ikinci kez geçirme olasılığı çok düşüktür, ancak aynı virüsün neden olduğu zona hastalığına yakalanma riski vardır. Eğer şüpheleriniz varsa ya da belirtiler gözlüyorsanız, bir sağlık profesyoneline danışmanız önerilir.

Su çiçeği kaç yaşına kadar olur?

Su çiçeği, genellikle çocukluk çağında görülen bir hastalıktır, ancak her yaştaki birey bu virüsle enfekte olabilir. Su çiçeği genellikle 1-10 yaş arasındaki çocuklarda sık görülür. Ancak, su çiçeği virüsüne (Varicella zoster virus) daha önce maruz kalmamış yetişkinler de su çiçeğine yakalanabilirler.

Yetişkinlerde su çiçeği, çocukluk çağında geçirilenden daha şiddetli olabilir ve komplikasyon riski daha yüksektir. Özellikle bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde (örneğin, HIV/AIDS hastaları, organ nakli geçirenler veya bazı kanser tedavileri görenler) hastalığın seyri daha ciddi olabilir.

Bu nedenle, su çiçeği aşısı, özellikle daha önce bu hastalığı geçirmemiş olan yetişkinler için önemlidir. Aşı, hastalığı önlemenin yanı sıra hastalığın şiddetini azaltabilir. Su çiçeği aşısının gerekip gerekmediği konusunda doktorunuzla konuşmalısınız.

Su çiçeği kaç günde vücuda yayılır?

Su çiçeği virüsü ile enfekte olduktan sonra, belirtilerin ortaya çıkması için bir inkübasyon dönemi vardır. Bu dönem genellikle 10 ila 21 gün arasında sürer, ancak en yaygın olarak belirtilerin başlangıcının enfeksiyondan yaklaşık 14-16 gün sonra olduğu gözlemlenir.

Hastalığın belirtileri tipik olarak hafif ateş ve halsizlik ile başlar. Daha sonra tipik su çiçeği döküntüleri ortaya çıkar. Bu döküntüler, başlangıçta kırmızı, kaşıntılı lekeler şeklinde başlar ve zamanla kabarcıklar haline gelir. Kabarcıklar kuruduktan sonra kabuk bağlar. Su çiçeği döküntüleri vücuda dalga dalga yayılır. Yani, bazı döküntüler kabarcık aşamasında iken diğerleri yeni leke aşamasında olabilir.

Döküntülerin tamamen yayılması genellikle birkaç gün sürer. Toplamda, su çiçeği belirtilerinin başlamasından itibaren döküntülerin tamamlanması ve kabuk bağlaması yaklaşık 1 hafta ila 10 gün arasında sürebilir. Ancak, bu süre kişiden kişiye değişiklik gösterebilir.

Su çiçeği olup olmadığını nasıl anlarız?

Su çiçeği (varisella), belirgin klinik belirtileri olan bir hastalıktır. İşte su çiçeğini tanımlamanıza yardımcı olabilecek tipik belirtiler:

  1. Döküntüler: Su çiçeği, vücutta, yüzde ve saçlı deride başlayıp gövdeye ve daha sonra uzuvlara yayılan kırmızı, kaşıntılı döküntülerle karakterizedir. Bu döküntüler zamanla sıvı dolu kabarcıklar haline gelir. Kabarcıklar patlar ve kuruduktan sonra üzerlerinde kabuk oluşur. Farklı evrelerdeki döküntüler (kırmızı lekeler, kabarcıklar, kabuklar) aynı anda vücutta görülebilir.
  2. Ateş: Su çiçeği olan birçok kişi, döküntülerden önce veya onlarla birlikte hafif ila orta derecede ateşe sahip olabilir.
  3. Halsizlik ve Genel Kırgınlık: Hastalık sırasında halsizlik, baş ağrısı ve genel kırgınlık sıkça görülür.
  4. İştah Kaybı: Bazı kişilerde iştahsızlık gözlenebilir.
  5. Kaşıntı: Döküntüler ciddi kaşıntılara neden olabilir.

Su çiçeği belirtileri genellikle enfekte olunduktan 10 ila 21 gün sonra ortaya çıkar. Su çiçeğinden şüpheleniyorsanız, kesin bir teşhis için bir sağlık profesyoneline başvurmalısınız. Ayrıca, hastalığın bulaşıcı olması nedeniyle, belirtiler ortaya çıktığında sosyal izolasyon uygulamak ve diğer insanlarla temastan kaçınmak önemlidir.

FacebookMastodonEmailShare