Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), Hılful Fudul’a katıldığında yaklaşık olarak 20 yaşlarında idi. Hılful Fudul, Mekke’nin önde gelen bazı kabilelerinin, zayıf ve mağdur olanların haklarını korumak amacıyla oluşturduğu bir adalet ve yardımlaşma paktıydı. Hz. Muhammed (s.a.v.) peygamberlikten önce bu oluşuma katıldı ve daha sonraları da bu paktın ne kadar önemli ve değerli olduğunu belirterek, İslam’ın getirdiği ilkelere uygun olduğunu ifade etti.
Hilful Fudul ne kadar sürdü?
Hılful Fudul, bir süreliğine gerçekleşen bir toplantı ya da anlaşma değil, daha ziyade Mekke’de adaleti sağlama ve zulme karşı koruma amacıyla oluşturulan bir yardımlaşma ve adalet paktıdır. Bu nedenle, belirli bir süresi olmadığı gibi “ne kadar sürdü?” şeklinde bir süre belirlemek de zordur. Ancak, Hılful Fudul’un kurulduğu dönemde bu paktın ilkeleri Mekke’de bir süre boyunca etkili oldu ve zayıf, mağdur olanların haklarını koruma amacına hizmet etti.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), peygamberlik görevi ile gönderildikten sonra dahi, Hılful Fudul’da yapılan bu anlaşmayı övmüş ve eğer böyle bir anlaşma tekrar yapılacak olsaydı onun da bu anlaşmaya katılacağını belirtmiştir. Bu da Hılful Fudul’un önemini ve değerini göstermektedir. Ancak İslam’ın getirdiği adalet ilkeleri ve sosyal normlar, Hılful Fudul’un amacını daha geniş bir çerçevede ele alarak tamamlamıştır.
Hilfü l-Fudûl un anlamı nedir?
Hılful Fudul, Arapça kökenli bir terimdir. “Hılful” kelimesi “pakt” ya da “birliktelik” anlamına gelirken, “Fudul” kelimesi ise çoğul bir isim olup, bu birlikteliği oluşturan bireylerin veya grupların isimlerine atıfta bulunmaktadır. Bu bağlamda, Hılful Fudul, “Fudul üyelerinin birliği” ya da “Fudul adındaki bireylerin/anlaşmaya katılanların birliği” şeklinde çevrilebilir.
Hılful Fudul, Mekke’de zayıf, yabancı ve mağdur olanların haklarını korumak ve adaleti sağlamak amacıyla bazı Kureyş kabilelerinin temsilcileri tarafından oluşturulan bir yardımlaşma ve adalet paktıdır. Bu pakt, bir tüccarın haksız yere malına el konulduğunda bu duruma bir tepki olarak oluşturulmuştur. Hz. Muhammed (s.a.v.) da bu paktın oluşturulduğu toplantılardan birine katılmıştır ve daha sonraları bu paktı övmüş ve İslam’ın getirdiği ilkelere uygun olduğunu belirtmiştir.