Elas Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-ad – Azılı hırsız – Gök dudaklı – Uğru Cümle içinde kullanımı: “Bunca zamandır görmediğimiz elas hapse girmiş günlerini dolduruyor.”
El’ân Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-zarf – Şimdiki halde – Henüz – Şimdi – Bu ana kadar – Hala – Daha – Yeni – Şimdiye kadar – Ancak Cümle içinde kullanımı: “El’ân yapacaklarımızın sözünü veriyor çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
Elamân Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-ünlem – Sızlanma – Yakınma ifadesi – Çaresizlik – Bezginlik anlatan söz – Şikayet edatı – Aman Cümle içinde kullanımı: “Yandım ey dost, elamân diliyor sana kendimi feda ediyorum!”
Elâ Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-sıfat – Açık mavi – Açık gök rengi – Fayda – Güzellik – İyilik – Göz rengi – Sarıya çalan kestane rengi Cümle içinde kullanımı: “Kızın gözleri muhteşem bir elâydı, baktıkça insanın bakası geliyor.”
Ekzeb Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-sıfat – En büyük yalan – En büyük günah – Büyük iftira – Uydurma – Büyük vebal Cümle içinde kullanımı: “Bizim inancımızda ekzeb olan başka bir insanın canına musallat olmaktır.”
Ekyâs Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-çoğul ad – Para çantaları – Torbalar – Küçük çantalar – Para keseleri – Kisler – Poşetler – Husyeler Cümle içinde kullanımı: “Bayramlarda dede ve ninelerimizden içi para ve şeker olan ekyâs alırdık.”
Ekyâr Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-çoğul ad – Haykırmalar – Bağırmalar – Anırmalar – Öğürmeler – Seslenmeler Cümle içinde kullanımı: “Kulağımıza kadar ulaşan ekyârı nasıl duymazdan geliyor, vicdanınızı susturuyorsunuz.”
Ekyâl Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-çoğul ad – Nitelikler – Ölçüler – Kileler – Ölçekler – Kileler Cümle içinde kullanımı: “Ekyâl haksızlık yaparsa halk daima kandırılır.”
Ekvân Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-ad – Dünyalar – Alemler – Varlıklar – Oluşlar – Çevreler Cümle içinde kullanımı: “Ekvân biz insanların yaşam alanı ve evidir onu temiz tutmak görevimiz.”
Ekvâh Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-ady – Kamıştan yapılmış kulübeler – Penceresiz ufak kulübeler Cümle içinde kullanımı: “Ekvâh şiddetli yağmur ve fırtınadan çoktan yıkılmış harabeye dönmüşler.”