Öğrenilmiş Çaresizlik Nedir? 1

Öğrenilmiş Çaresizlik Nedir?

Öğrenilmiş çaresizlik, bireyin kontrolünün dışında olduğuna inandığı bir durumda, daha önce denemelerine rağmen istediği sonuçları elde edemediğine inanması sonucu ortaya çıkan bir psikolojik fenomendir. Bu durum, kişinin gelecekteki çabalarının da sonuç vermeyeceği düşüncesiyle kendini motive etme yeteneğini zayıflatabilir.

Öğrenilmiş çaresizlik kavramı ilk olarak Martin Seligman tarafından açıklanmıştır. Bu teoride, bireylerin olumsuz deneyimler sonucu kendilerine ve çevrelerine karşı olumsuz inançlar geliştirebileceği öne sürülmektedir. Örneğin, sürekli başarısızlık yaşayan bir kişi zamanla “Hiçbir şeyi başaramam” gibi düşüncelere kapılabilir ve bu da motivasyonunu düşürebilir.

Bu fenomen genellikle depresyon, düşük özsaygı, kaygı gibi psikolojik sorunlara yol açabilir. Ancak, öğrenilmiş çaresizlik genellikle öğrenilen bir tutumdur ve terapi, danışmanlık ve pozitif düşünce alıştırmaları gibi yöntemlerle aşılabilir. Bireylerin yaşadığı olumsuz deneyimlere rağmen kontrolü ele alabileceklerini ve çabalarının sonuç verebileceğini öğrenmeleri önemlidir.

Öğrenilmiş Çaresizlik deneyi

Öğrenilmiş çaresizlik deneyi, Martin Seligman ve Steven Maier tarafından 1967 yılında gerçekleştirilen klasik bir deneydir. Bu deney, öğrenilmiş çaresizlik kavramını anlamak ve açıklamak amacıyla yapılmıştır. Deney, hayvanlar üzerinde yürütülmüş ve sonuçları insan davranışlarına da genelleyebilecek şekilde yorumlanmıştır.

Deney genellikle şu şekilde gerçekleştirilir:

  1. Hazırlık Aşaması: Denekler olarak genellikle hayvanlar (örneğin köpekler) kullanılır. Bir bölümde deney grubu, diğer bölümde kontrol grubu yer alır. Deney grubundaki hayvanlara, bir zeminde bulunan elektrik şokları verilir.
  2. Deneyin Başlangıcı: İlk aşamada, deney grubundaki hayvanlar kaçmaya çalışarak elektrik şoklarından kaçmayı öğrenirler. Bu aşamada deney ve kontrol grupları arasında belirgin bir fark gözlenmez.
  3. Öğrenilmiş Çaresizlik Dönemi: İkinci aşamada, deney grubundaki hayvanlar bir bariyerin diğer tarafında elektrik şoklarına maruz kalırlar. Ancak bu kez kaçma imkanı yoktur ve bariyeri aşamazlar. Bu aşama, deney grubundaki hayvanlarda öğrenilmiş çaresizlik hissi yaratır.
  4. Sonuçlar: Son aşamada, deney grubundaki hayvanlar tekrar kaçma imkanına sahip olduklarında bile kaçmamayı tercih edebilirler. Kontrol grubundaki hayvanlar ise kaçmaya devam ederler.

Bu deney, öğrenilmiş çaresizlik kavramını açıklamak için kullanılan bir modeldir. Denekler, başlangıçta kaçmayı öğrenmelerine rağmen sonradan kaçmamayı tercih ederler, çünkü önceki deneyimlerine dayanarak kaçmanın sonuç getirmeyeceğine inanırlar. Bu tür deneyler, insan davranışlarındaki motivasyon, kontrol ve öğrenme konularını anlamak için kullanılır.

Kazanılmış başarısızlık sendromu nedir?

Kazanılmış başarısızlık sendromu (eng. “learned helplessness”), öğrenilmiş çaresizlik olarak da adlandırılır, bireylerin belirli bir durumda veya görevde sürekli başarısızlık yaşadığında, sonuçların kontrol edilemez olduğuna dair bir inanç geliştirip, gelecekteki çabalarının da sonuç vermeyeceğine dair bir tutum geliştirdiği bir psikolojik fenomendir. Bu durum, özellikle kişinin denetimi dışında olan faktörlere karşı geliştirdiği bir tür çaresizlik hissi ile karakterizedir.

Kazanılmış başarısızlık sendromu genellikle sürekli başarısızlık yaşadığı veya karşılaştığı durumların sonucunda bireyin motivasyonunun düşmesi, umutsuzluk ve düşük özsaygı gibi durumları içerebilir. Bu durum özellikle başarı, özsaygı, motivasyon ve genel yaşam kalitesi üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.

Martin Seligman ve Steven Maier tarafından hayvanlar üzerinde yapılan öğrenilmiş çaresizlik deneyleri bu konunun anlaşılmasına katkı sağlamıştır. Bu deneyler, bireylerin çaresizlik hissiyatının deneyimleri sonucu öğrenildiğini göstermiştir.

Kazanılmış başarısızlık sendromu, psikolojide ve davranışsal ekonomi gibi alanlarda incelenen bir konsepttir. Terapiler, danışmanlık ve olumlu düşünce alıştırmaları gibi yöntemlerle aşılabilir.

 

FacebookMastodonEmailShare