İstem dışı üremeyi kontrol altına almak günümüzde değişik yöntemlerle sağlanabilmektedir. Modern korunma yöntemleri çiftlerin cinselliğin tadını çıkarmalarını sağlarken, istek dışı hamilelik gibi durumlarında yaşanmasını engellemektedir.
Üreme her canlının doğasında yer alırken bazı yöntemlerle bunu askıya almak mümkün, tüm korunma yöntemlerinin esası yumurta ve spermin birleşmesini önlemek esasına dayanmaktadır.
Çağdaş korunma yöntemleri doğum kontrol hapları, sprial, prezervatif, implantlar ve aylık iğnelerdir. İçlerinden en fazla tercih edilen ise kadınların kullandığı doğum kontrol haplarıdır.
Daha öncesinde doğum kontrol hapı kullanmayan kadınların akıllarında soru işareti yaratan bazı endişeleri olduğunu biliyoruz. Halk arasında bir inanış haline gelen doğum kontrol haplarının daha sonrasında gebeliğe mani olduğu ile ilgili duyumlar hakkında bilgiler vererek endişelerinizi ortadan kaldırmak istiyoruz.
Öncelikle doğum kontrol hapları kadın yumurtalıklarının kendiliğinden ürettiği östrojen, progesteron hormonlarının da düşük dozda bulunduğu yapay ilaçlardır. Çoğunlukla aile planlanması metodu olarak doktorların da tavsiye ettiği ilaçlar olup kısırlığa neden olmaz.
Üremeyi önlemesinin yanı sıra adet ağrıları, günlerindeki sapma ve kanamayı düzenleyerek olumlu etkileri de gözlenmektedir.
Tabi ki her ilacın yan etkisi bulunduğu gibi doğum kontrol ilaçlarının kullanımında bazı istenmeyen etkiler görülebilmektedir. Bunlar; ilk aylar da görülen mide bulantısı, göğüs hassasiyeti, baş ağrısı ve ara kanama olarak gözlemlenebilmektedir.
Yan etkileri içinde halk arasında kısırlık olarak bilinen İnfertilite neden olmamaktadır. Korunmayı bıraktığınız süre boyunca doğurganlığınız kısa bir zaman sonrasında ilaçtan önceki haline dönmektedir. Uzmanların görüşleri ve yapılan araştırmalar sonucunda ilaç kullanan kadınların gece kalınabilirlik durumları ilaç kullanmadan önceki dönemleriyle benzerlik gösterdiğini tespit etmişlerdir…