Debe Nedir? Kelime Kökeni: Sıfat – Fıtıklı – Kasığı yarık – Sıvı maddeleri taşımaya yarayan kap Cümle içinde kullanımı: “Debe hastası olduğundan rahatça oturup kalkamıyor.”
Debdebeli Nedir? Kelime Kökeni: Sıfat – Gösterişli – Tantanalı – Haşmetli – Görkemli – Muhteşem Cümle içinde kullanımı: “Şayet debdebeli bir ölüm hayalinde olsaydım dudaklarından bir buse daha alırdım.”
Debbûs Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-ad – Topuz – Ucu top biçiminde eski bir silah – Elle tutulabilen çıkıntı Cümle içinde kullanımı: “Debbûs Osmanlı devletinde kullanılan eski bir savaş aletidir.”
Debbe Nedir? Kelime Kökeni: Ad – Dibi yuvarlak bakır kap – Bakraç – Güğüm – Bakırdan su kabı – Yandan kulplu su kabı Cümle içinde kullanımı: “Ninemden kalan debbeyi hala kullanıyoruz, eskiden sobaların üstünde su ısıtırlarmış.”
Debbâğ-hâne Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-ad – Deri fabrikası – Deri işlenen yer – Tabakhane – Sepi yeri Cümle içinde kullanımı: “Debbâğ-hâne de çalıştığını üstüne başına sinen kokudan anlarsın.”
Debbâğ Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-ad – Derileri sepileyip meşin, sahtiyan ve benzeri malzeme yapan sanatkar – Sepici – Kösele yapan kimse Cümle içinde kullanımı: “Debbâğ dükkanına kısa bir ziyarette bulunmak lüzumunu görüyorum.”
Debbâbe Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-ad – Kale duvarlarını oymakta kullanılan bir tür savaş aleti – Tank – Motorlu savaş taşıtı – Zırhlı ve silahlı savaş aleti Cümle içinde kullanımı: “Eski dönemlere ait Debbâbe halka açık olarak sergilenecek.”
Debâbîc Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-çoğul ad – Çiçekli ipek kumaşlar – Dallı çiçekli basmalar Cümle içinde kullanımı: “Yurt dışından gelen debâbîc elbiseler bizim kızlara çok yakışacak.”
De’b Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-ad – Adet – Gelenek – Tarz – Usul – Sosyeteye takdim edilen kız – Görenek Cümle içinde kullanımı: “Bizim kültürümüze ait olan de’b atalarımızın yadigarıdır.”
De’âvî Nezâreti Nedir? Kelime Kökeni: Ad – Tanzimat’ın getirdiği yeni kurumlardan olan adalet bakanlığı – Osmanlı döneminde protokol işlerini yürüten makam Cümle içinde kullanımı: “De’âvî Nezâretinde görev alan bir paşamız vardı, kendisi yaşça büyüğümüzdü.”