Kelime Kökeni: Ad
– Nafaka
– Maişet
– Maaş
– Yaşamak için gerekli olan şey
– Hayat
– Yaşayış
– Ömür
– Geçinme
– Birlikte yaşayış
– Sağlık
– Varlık
– Erinç
Cümle içinde kullanımı: “Dirlik ve düzeni bozanı asla affetmem ona göre haddinizi bilin.”
Kelime Kökeni: Ad
– Öteden beriden dirilip
– Devşirilmiş adi şeyler
– İşe yaramaz asker
– Gayrımuntazam
Cümle içinde kullanımı: “Korkma bu zamanlardan, dirindi gelip boğazını sıkacak değil ya.”
Kelime Kökeni: Farsça-sıfat
– Kadim
– Eski
– Ezelî
– Öncesiz
Cümle içinde kullanımı: “Dîrîn kaidelerinde geçen sözlere itibar etmenizi öneririm.”
Kelime Kökeni: Ad
– Yaşayış
– Hayat
– Yaşam gücü
– Yaşantı
– Canlı
Cümle içinde kullanımı: “Nihayetinde bu dirim bitecek, elimizde solgun çiçeklerden bir nefes kalacak.”
– Canlanmak
– Derilmek
– Hayata gelmek
– Yaşamak
– Katılaşmak
– Güçlenmek
– Kendinde güç bulmak
– Tazelenmek
– Sertleşmek
– Diri duruma gelmek
– İyileşmek
Cümle içinde kullanımı: “Artık masum olarak anılamam, kuruyan güllerim dirilmiş olsa da eskisi gibi kokmayacak.”
Kelime Kökeni: Ad
– Sertlik
– Dayanıklılık
– Canlılık
– Yaşayış
– Hayat
– Diri olma durumu
Cümle içinde kullanımı: “Çiçeklerin diriliğine bakılacak olursa onlarla ilgilenen biri var demek ki.”
Kelime Kökeni: Farsça-ünlem
– Ünlem sözü
– Yazık olsun
– Eyvah olsun
– Yazık
– Kınama içeren söz
– Heyhat
Cümle içinde kullanımı: “Gönlü yıkıl viran eyledin Dîrîgâ!”
Kelime Kökeni: Ad
– Hayf
– Yazık
– Esirgeme
– Kıyamama
– Cevr
– Emansızlık
Cümle içinde kullanımı: “Bin bir renk çiçeğe dirîg eyleme, saçlarındaki bahara zulm eylemem.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Gecikme
– Eğlenme
– Hareketsiz
– Durma
– Yavaşlık
– Teahhur
– Teenni
– Ağır davranma
Cümle içinde kullanımı: “Mevzu ayak direme direng olduğunda ondan iyisini bulamazsınız.”
Kelime Kökeni: Farsça-ad
– Darphane
– Para basılan yer
Cümle içinde kullanılan: “Bizi direm-serâ da çalışıyorum diye kandırmış meğerse dolandırıcıymış.”