Diyânetli Nedir? Kelime Kökeni: Sıfat – Dindar – Diyaneti olan kimse – Din hükümlerine uymaya özen gösteren kimse – Dini inancı yüksek olan – Mütedeyyin Cümle içinde kullanımı: “Diyânetli birini kolay kolay yolundan saptıramaz, şirke düşüremezsiniz.”
Diyânet Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-ad – Dindarlık – Din hükümlerine uyma – Din – Din kurallarından ayrılmama – Dindar olma Cümle içinde kullanımı: “Diyânet hükümlerine göre yaşamak evladır, aksi taktirde ahiretimiz tehlikeye girer.”
Divit Nedir? Kelime Kökeni: Arapça-ad – Yazı yazmaya yarayan eski tarz araç – Hokka – Mürekkebe batırılarak yazı yazmayı sağlayan eski tür kalem Cümle içinde kullanımı: “Elindeki divitten damlayan kara sıvıyı yerlere akıtarak çıplak ayak yürümeye devam etti.”
Dîv-gîr Nedir? Kelime Kökeni: Farsça-sıfat – Cinli – Cin çarpmış – Sinirli – İçinde cin olduğuna inanılan kimse Cümle içinde kullanımı: “Gözlerindeki deli bakışı dîv-gîr misali insanı korkutuyor.”
Dîve Nedir? Kelime Kökeni: Farsça-ad – İpek böceği – -Pike – Dalmak – Atlamak – Daldırmak – Suya atlamak Cümle içinde kullanımı: “Dîve görmek istiyorsan kozalara dikkatlice bak.”
Dîvdâr Nedir? Kelime Kökeni: Farsça-ad – Cin ağacı – Dev ağacı Cümle içinde kullanımı: “Bu ormanı özel kılan şey çok yağmur alması ve bütün ağaçların dîvdâr olmasıdır.”
Dîvçe Nedir? Kelime Kökeni: Farsça-ad – Güve – Ağaç kurdu – Sülük – Asalak hayvan Cümle içinde kullanımı: “Gönül evini saran dîvçe içten usul usul çökertir adamı.”
Dîv-câme Nedir? Kelime Kökeni: Farsça-ad – Zırh yerine savaşlarda giyilen aslan veya kaplan derisinden yapılmış zırh – Savaşlarda giyilen aslan postekisi Cümle içinde kullanımı: “Dîv-câme giyen kendini ormanların kralı sanmasın, gerçek mertlik kandadır o da er meydanında ortaya çıkar.”
Dîv-beçe Nedir? Kelime Kökeni: Farsça-ad – Dev yavrusu – Potuk – Bidi Cümle içinde kullanımı: “Dîv-beçe sürüsünün başına tecrübeli bir çoban verilsin.”
Dîv-bâd Nedir? Kelime Kökeni: Farsça-ad – Cinnet geçirme – Sinir krizi geçirme – Kasırga – Fırtına – Şiddetli rüzgar – Şiddetli fırtına Cümle içinde kullanımı: “Meğerse huri olarak gördüğümüz o kadın gerçekte dîv-bâd bir surete sahipmiş.”