BRONZ ATLI – PAULLİNA SIMOS
“Titremeyeceğim, bu kısacık ömürden korkmayacağım, başımı eğmeyeceğim. Dik durmanın bir yolunu bulacağım. Kapımı her şeye kapatacağım, Alexander. İçimde yalnızca sen kalacaksın.”
Yaşam mücadelesi ve tarihin acılı yıllarını açıkça gün yüzüne çıkaran Bronz Atlı, Rus ve Alman savaşını konu alıyor. II. Dünya savaşının Leningrand’ında açlık, sefalet ve ölümle boğuşan Metanov ailesini konu alan kitapta, o zorlu şartlarda yeşeren masum bir aşk hikâyesini de içerisinde barındırıyor.
Tatyana henüz 16 yaşında Rus’lara özgü sarı saçları, beyaz teni ve yeşil gözleriyle ailesini savaştan korumaya çalışan güçlü, masum bir kızdır.
Alexander herkesten gizlediği geçmişiyle Kızıl orduda asker, aynı anda da Tatyana’nın ablası Daşa’nın yeni erkek arkadaşıdır.
Masum bir bakışla yoldan karşıya geçen Alexander, dondurmasını yiyen sarışın bir kız çocuğunun hayatını nasıl değiştireceğini, aşkın gerçekten var olduğuna nasıl ikna edeceğini bilmiyordur.
Kan ağlayan Leningrand’ın, üstlerinden yağan bombaların, açlıktan ve keskin soğuktan ölen insanların arasında kocaman bir aşk doğacak
Yazar o soğuk, kanlı savaş dönemini çıplak gözlerle bakılıyormuşçasına anlatırken; insanlığın tanık olduğu zor günleri açıkça dile getiriyor. Taş üstünde taş kalmazken, şehirler bombalanıp ölüm dört bir yana kusarken, Tatyana çocukluğunu savaşa kurban edecektir.
Tarihi roman türünde Pegasus yayınlarından tekrar çıkan Bronz Atlı, 3’lü serinin ilk kitabı. Seri Tatyana ve Alexander ve Yaz Bahçesi ile devam etmekte. Serinin tüm kitaplarını okumama rağmen ilk olması nedeniyle Bronz Atlı benim için ayrı bir yerde. Gerçekçiliği, aşkın henüz masumda kalabildiği, savaşın ve yıkımın toplumlarla insanları nasıl yok ettiğini anlatıyor.
Ölümcül kıtlığı, donduran soğukluğu ve aşkın yakıcı tutkularını bir anda hissedip tadacağınız bu kitapta, eminim benim gibi sizde çok etkileneceksiniz.