Mühimmat Nedir?
Kelime Kökeni: Arapça
Cephane, savaş gerekçeleri.
Cümle İçinde Kullanımı: ‘Mühimmat taşıyan arabanın kışla yolunda kaza yaptığını öğrendik’.
MÜHİMMAT NEDİR?
Yazar arşivleri: Senanur KARACA
SAY NEDİR?
Say Nedir?
Kelime Kökeni: Arapça (Eskimiştir)
Çalışma, emek, iş. Düz, ince tabaka biçimindeki yassı taş.
Cümle İçinde Kullanımı: ‘Bu binanın temelinde çok fazla say ve ter var ‘.
ŞAŞAA NEDİR?
Şaşaa Nedir?
Kelime Kökeni: Arapça
Parıltı, görkem, parlaklık.
Cümle İçinde Kullanımı:’Taşıdığı elbise onu çok şaşaalı göstermiş’.
PAY NEDİR?
Pay Nedir?
Kelime Yapısı: İsim
Birden fazla kişinin arasında bölüşülmesi gereken bir bütünden, her birine düşen bölüm, hisse. Eşit bölüm.
Cümle İçinde Kullanımı: ‘Bu işte herkesin emeği olduğu için gelir herkese pay edilecekti’.
REFAKAT NEDİR?
Refakat Nedir?
Kelime Kökeni: Arapça
Eşlik etmek, birlikte bulunmak, arkadaşlık etmek.
Cümle İçinde Kullanımı:’Hastane de yatmakta olan arkadaşı ondan kendine refakat etmesini istedi’.
MUHTELİF NEDİR?
Muhtelif Nedir?
Kelime Kökeni: Arapça
Birbirini Tutmayan, zıt, çeşit çeşit, çeşitli, türlü.
Cümle İçinde Kullanımı: ‘Hayatta karşımıza bir çok muhtelif insan çıkar, bu insanlar iyi ve kötü olarak iki grupta yer almaktadır.’.
MİZAÇ NEDİR?
Mizaç Nedir?
Kelime Kökeni: Arapça, Mizāc
İnsan vücudunun fizyolojik yapısı, sağlık. Yaradılış, karakter, tabiat, huy.
Cümle İçinde Kullanımı: ‘Bana göre bir insanın sanatçı olmasında mizacı büyük rol oynuyor’.
MÜŞTEREK NEDİR?
Müşterek Nedir?
Kelime Kökeni: Arapça, Muşterek
El birliği ile yapılan veya hazırlanan, ortak, ortaklaşa, birlik, birlikte.
Cümle İçinde Kullanımı: ‘Bu firmanın işini müşterek şekilde halletmemiz gerekiyor aksi taktirde bu işin altından kalkmamız zor görünüyor’.
NAHOŞ NEDİR?
Nahoş Nedir?
Kelime Kökeni: Farsça, Nāḫoş
Hoşlanılmayan, çirkin, kötü, güzel olmayan, beğenilmeyen, ilgi çekmeyen.
Cümle İçinde Kullanımı: ‘Bu nahoş şarkının bu kadar dinlenmesi bir çoğumuzu şaşırttı’.
NAKİL NEDİR?
Nakil Nedir?
Kelime Kökeni: Arapça, Nakl
Bir nesneyi, resmi yahut yazıyı bir yerden alarak, kopyalayarak başka bir yere aktarma, taşıma, geçirme. Bir eseri başka bir dilden kendi diline çevirmek, tercüme etmek. Göçme, göç.
Cümle İçinde Kullanımı: ‘Arabamızı bulunduğu yerden kaldırıp belediye garajına nakil etmişler’.