– İstediklerini elde etmek adına birisini kaçırıp, yakalayıp dağa, ıssız bir kıra götürmek, orada alıkoymak.
Cümle içinde kullanımı: ” Ben istediğim her şeyi almak için her şeyi yaparım gerekirse seni dağa bile kaldırırım.”
– Mevcut hükümete karşı gelip, baş kaldırıp dağda veya kırsal alanlarda eşkıyalık etmek, haydut olmak.
Cümle içinde kullanımı: ” Yurda kaçak yollarla giren onun bunun çocukları, kendilerini korumak için dağa çıkmışlardı.”
– Bükülmemiş iplik.
Cümle içinde kullanımı: ” Çiğ ipliği şu kenara koy bakalım onu da hallederiz.”
– Birisine o kadar fazla kızmış ki, öfkesinden elinden gelse onu parçalayacak duruma gelmek.
Cümle içinde kullanımı: ” Seni çiğ çiğ yememe ramak kalmıştı o salak saçma davranışlarını gördükçe.”
– Çok fazla yapış yapış olan.
– Çok sevişen.
– Birbirlerinden hiç ayrılmayan kişiler.
Cümle içinde kullanımı: ” bizim çifte kumruları tek yakalamak nasip olmayacak galiba.”
– İçindeki bademi kavrulmuş olan badem şekeri.
– Ufak ufak kesilmiş, sert bir çeşit lokum.
– Çok pişkin kimse.
– Çok çile çekmiş kimse.
Cümle içinde kullanımı: ” Hayat bizi çifte kavrulmuş olmaya layık görmüş.”
– At, katır gibi canlıların bir kimseyi ya da bir şeyi vurmak için arka ayaklarını birdenbire geriye savurmak, sallamak.
– Aşağısanan kişi, umulmadık zamanda birini sert davranışıyla incitmek.
– Göt atmak.
– Kıç atmak.
Cümle içinde kullanımı: ” Anlık bir refleksle atın çifte atışından kaçmıştı yoksa büyük hasar yiyecekti.”
– Çiftçilik yapmak için kullanılan aletler.
Cümle içinde kullanımı: ” Şu ambarda ki çift çubuğu al gel bakalım da işe başlayalım.”
– Taptaze bir yiyecek ya da olay.
– Yeni.
– Güncel.
– Çamuru karnında.
Cümle içinde kullanımı: ” Çiçeği burnunda çiftimizin kavgalarıyla o çiçekleri tek tek koparmaya başlamışlardı.”
– En küçük bir ses bile çıkarmamak, konuşmamak.
Cümle içinde kullanımı: ” Çıt çıkarmamak lazımdı şuan ufacık bir ses dahi duymak istemiyorum.”