Serbest dalışta vurgun yeme olasılığı, yani dekompresyon hastalığına yakalanma ihtimali oldukça düşüktür. Bunun temel sebebi, serbest dalışta dalgıçların su altında herhangi bir dış kaynaktan hava almamaları ve basınç altında belli gazların kanlarında çözünmesine izin veremeyecek kadar kısa sürede su altında kalmaları ve yüzeye çıkmalarıdır. Ancak, çok sık ve çok derin dalışlar yapıldığında, özellikle 20-25 metre derinliklere günde 90’dan fazla ya da 40 metre derinliklere günde 60’tan fazla dalış yapıldığında, %4 gibi bir vurgun yeme riski bulunmaktadır.
Normal şartlar altında, serbest dalışta ani basınç değişimleri sırasında vücuda yüksek oranda azot girmesi ve buna bağlı olarak metabolizmanın bozulmasıyla gaz kabarcıkları oluşması ve dekompresyon hastalığının ortaya çıkma riski düşüktür, çünkü serbest dalışta su altında geçirilen zaman ve derinlik, genellikle bu tür bir hastalığın oluşumuna neden olacak kadar uzun değildir. Ancak, herhangi bir dalış aktivitesinde olduğu gibi, dalgıçların kendilerini iyi dinlemeleri, sınırlarını bilmeleri ve güvenlik protokollerini takip etmeleri önemlidir.
Vurgun Nedir?
Vurgun, yani dekompresyon hastalığı, dalış sırasında vücudun maruz kaldığı yüksek basınç altında solunan havadaki gazların (çoğunlukla azotun) vücut dokularında çözülmesi ve dalgıcın yüzeye hızlı bir şekilde çıkması sonucunda bu gazların dokulardan hızla çıkamaması ve kan içinde kabarcıklar oluşturarak çeşitli sağlık sorunlarına yol açması durumudur. Dekompresyon hastalığının belirtileri arasında ciltte kaşıntı, eklemlerde ağrı, sersemlik, solunum güçlüğü ve hatta felç ve ölüm gibi ciddi komplikasyonlar yer alabilir.
Basınç altında çözünen gazlar, basınç azaldıkça vücuttan atılmalıdır. Dalgıç yüzeye çok hızlı çıkarsa, vücuttaki gazlar yeterince hızlı atılamaz ve çözünmüş gaz, kan ve dokularda kabarcıklar oluşturur. Bu kabarcıklar, kan damarlarını tıkayabilir, dokulara zarar verebilir ve ağrıya neden olabilir. Scuba dalışında, özellikle derin ve uzun süreli dalışlarda bu durum daha yaygındır ve yüzeye çıkarken yapılan kontrollü duraklamalar (decompresyon durakları) ile önlenmeye çalışılır. Serbest dalışta ise dalgıçlar genellikle bu kadar derine veya uzun süre su altında kalmadıkları için vurgun yeme riski daha düşüktür. Ancak, yine de aşırı ve sık tekrarlanan derin dalışlar riski artırabilir.
Serbest dalışçılar neden vurgun yemez?
Serbest dalışçılar, genel olarak vurgun, yani dekompresyon hastalığına çok nadir rastlanan bir grup dalgıçtır. Bunun birkaç temel nedeni vardır:
- Kısa Dalış Süreleri: Serbest dalışçılar, genellikle birkaç dakikadan fazla su altında kalmazlar. Bu kısa süre içerisinde, vücuttaki dokulara çözünen gaz miktarı sınırlıdır.
- Kendi Soluklarıyla Dalış: Serbest dalışçılar, sırtlarında hava tankı olmadan yalnızca ciğerlerindeki havayla dalış yaparlar. Bu, su altında kaldıkları süre boyunca basınç değişimlerine maruz kalan gazın miktarını sınırlar.
- Azot Çözünürlüğü Düşük: Scuba dalışında olduğu gibi sürekli ve yüksek basınç altında nefes almadıkları için, dokularda azotun çözünürlüğü ve dolayısıyla vücuttan atılması gereken gaz miktarı çok daha azdır.
- Hızlı Yüzeye Çıkış: Serbest dalışlarda dalgıçlar genellikle hızlı bir şekilde yüzeye çıkarlar, bu da vücutta gaz kabarcıklarının oluşma riskini azaltır, çünkü yüzeye çıkarken vücuttaki azotun kabarcıklar halinde çıkması için yeterli zaman olmaz.
- Tekrarlanan Dalışlar Arasında Uzun Ara: Serbest dalışçılar genellikle dalışlar arasında yeterli süre beklerler, böylece vücuttaki gazlar normal basınç altında emilir ve vücuttan atılabilir.
- Düşük Risk Oranı: Bazı araştırmalara göre, çok sık ve çok derin dalışlar yapılmadıkça, serbest dalışta vurgun yeme olasılığı oldukça düşüktür.
Bu faktörlerin kombinasyonu, serbest dalışçıların vurgun yeme ihtimalini önemli ölçüde azaltır. Ancak, herhangi bir dalış faaliyeti riskler içerir ve serbest dalışçıların da bu riskleri minimize etmek için uygun eğitimi almaları ve güvenlik protokollerine sıkı sıkıya uymaları önemlidir.