Istiklal marşının ilk iki kıtasında Şair kime sesleniyor? 1

Istiklal marşının ilk iki kıtasında Şair kime sesleniyor?

İstiklal Marşı’nın ilk iki kıtasında şair, Türk milletine seslenmektedir. Marşın tamamı, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini anlatan bir milli marş olarak kabul edilir. İlk iki kıta şu şekildedir:

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl! Kahraman ırkıma bir gül… ne bu şiddet bu celâl? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl, Hakkıdır, Hür yaşamış bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, Hür yaşamış bayrağımın hürriyet.

İstiklal Marşı’nın şairi ve yazarı kimdir?

İstiklal Marşı’nın şairi Mehmet Akif Ersoy’dur. Mehmet Akif Ersoy, Türk şair ve yazarıdır. İstiklal Marşı, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlık savaşı sırasında yazılmış ve ulusal marş olarak kabul edilmiştir. Mehmet Akif Ersoy, bu marşı 1921 yılında yazmıştır.

İstiklal Marşı’nın ilk bestecisi ve son bestecisi kimdir?

İstiklal Marşı’nın ilk bestecisi Osman Zeki Üngör’dür. Marşın sözleri Mehmet Akif Ersoy tarafından yazıldı, ardından ilk olarak Osman Zeki Üngör tarafından bestelendi.

Ancak, daha sonra İstiklal Marşı için birkaç farklı besteleme yapılmıştır. Sonraki yıllarda yapılan bestelerden biri, Ali Rıfat Çağatay tarafından gerçekleştirilmiştir. Ali Rıfat Çağatay’ın bestelediği versiyon, 1930 yılında kabul edilmiş ve Türkiye’nin resmi milli marşı olarak benimsenmiştir. Dolayısıyla, İstiklal Marşı’nın son bestecisi Ali Rıfat Çağatay’dır.

İstiklal Marşı neden iki kez bestelendi?

İstiklal Marşı’nın iki kez bestelenmesinin temel nedeni, ilk bestenin resmi kabul edilen metne uygun olmaması ve marşın ulusal kimliğiyle daha iyi uyum sağlayacak bir beste arayışıdır. İstiklal Marşı, Mehmet Akif Ersoy tarafından yazıldığında, Osman Zeki Üngör tarafından ilk bir beste yapılmıştır. Ancak bu beste, marşın sözlerine tam olarak uygun düşmediği ve milli duyguları yeterince yansıtmadığı düşünüldü.

Bunun üzerine, Ali Rıfat Çağatay gibi birkaç besteci, İstiklal Marşı için daha uygun bir beste yapmak üzere çalışmalara girişti. Ali Rıfat Çağatay’ın bestelediği versiyon, marşın sözlerine daha uygun olarak kabul edildi ve 1930 yılında Türkiye’nin resmi milli marşı olarak benimsendi.

Bu nedenle, İstiklal Marşı’nın iki kez bestelenmesi, marşın metniyle daha iyi uyum sağlamak ve milli kimliği daha güçlü bir şekilde yansıtmak amacıyla gerçekleştirilen bir sürecin sonucudur. Ali Rıfat Çağatay’ın bestelediği versiyon günümüzde hala Türkiye’nin ulusal marşı olarak kullanılmaktadır.