Vatanı ve Milletini çetin yolların zorluğuna rağmen, Cumhuriyet ışığıyla taçlandıran bir liderdir Atatürk. İdealleriyle, halkına duyduğu inançla memleketini kara bulutların esaretinden kurtarmaya ant içmiş bir askerdir yanı sıra.
O ki; savaş meydanlarında korkusuzluğu, aklı ve ilmiyle cahilliğin korkulu rüyası, ileri görüşlülüğü sayesinde inkılapların önderidir.
Saltanatı kaldırma gibi dönemin en büyük görevini yerine getiren, yerine Laik bir ulus olmanın kazancını tadacağımız Cumhuriyet’i kuran Atatürk; bir liderden fazlasıdır.
95 yıl önce bu gün verdiği kararla Cumhuriyet’i kurdu, halkına seçme ve seçilme hakkı tanıdı. Türk Milletini genci, yaşlısı, erkeği, kadını diye ayırmadı. Hatta Kadınlarına yapılan haksızlığa karşı çıktı, o dönemin şartların da kadınlara karşı olan geri kafalı zihniyete isyan etti.
Cumhuriyet’in ilanıyla (23 Ekim 1923) bir çok devrim ve inkılaba imza atan Ata’mız, ülkesinin kadınlarını unutmadı. Onlara hak ettiği saygıyı ve değeri geri verecek yeniliklerde bulunmuştur. Ki dönemin Osmanlı ve Çağdaş ülkelerinde kadının toplumdaki statüsü ve siyasal hakları bulunmazken.
“Şuna inanmak lazımdır ki, dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir” diyen Atatürk, Kadınlara verdiği değer ve haklarla toplumdaki yerini sağlamlaştırmıştır.
Atatürk’ün Kadınlara verdiği Haklar;
1924 – Eğitim ve Öğretim Hakkı
1925 – Kılık Kıyafet Kanunu
1926 – Medeni Kanun ile kazanılan haklar
1930 – Seçme Hakkı
1933 – Muhtar Seçilme Hakkı
1934 – Seçme ve Seçilme Hakkı
Bir de mükemmel sözleri ve düşünceleriyle Kadınlar hakkında ki izlenimlerini öğrenelim.
“Dünyada hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez”.
“İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin?”
“Kadınımızın, kızımızın yeri medeniyetin emrettiği, medeniyetin getirdiği yeniliklerin yeridir…”
“Belki erkeklerimiz memleketi istilâ eden düşmana karşı süngüleriyle, düşmanın süngülerine göğüs germekle düşman karşısında buldular. Fakat erkeklerimizin teşkil ettiği ordunun zayıf kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir. Memleketin var olması imkânını hazırlayan kadınlarımız olmuştur ve kadınlarımız olmaktadır.”
“Bu millet esas terbiyesini aileden almaktadır. Türk milleti öyle analara sahiptir ki her bir devrin büyük adamlarını bu analar yetiştirmiştir. Türk kadını daha büyük nesiller yetiştirmeye kabiliyetlidir”.
“Bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki, başında bir bez, peştamal veya buna benzer bir şeyler asarak yüzünü, gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. Bu tavrın manası neye delalet eder? Medeni bir millet anası, bir millet kızı için bu garip şekiller, bu vahşi vaziyet nedir? Bu hal milleti çok gülünç gösterir ve derhal düzeltilmesi lazımdır”. (1 Eylül 1925)
“Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur.”