Yakışıksız Piyasa Halleri
Kalkmış gidiyoruz yine. Önümüzde hedefsiz piyasalar, gözü kara cengaver bozuntuları.
Aklımız gibi saçımız başımızda dağınık, kurulu düzende olmayan yerimizin kavgasındayız.
Tenlerimizin rengini bozan sarımtırak bir leke taşıyoruz.
Alnımız açık bilhassa ağzımızın tamda orta yerinden yakışıksız jargon kelimeler salıyoruz.
Kim demiş oksijen alıp karbondioksit verdiğimizi, resmi şekilde aylak düşler kusuyoruz.
Vakit yok, şafak birden doğrulacak diyen şaire aldanıp kalbimizi sol cenahımızda bırakıp yürüdük.
Geç kalmak en büyük korkumuzdu.
İşe, aşka, dostluğa ve Pazar meydanlarına en erken varan kişi olma telaşındayız.
Adalet aramıyoruz ki, yerimizi bilelim.
Kim hangi tarafta kimin umurunda?
Araf da kalan seslerimizi genzimizde silikleştirdik.
Melali bilmeyen bir nesle mensubuz, geçmiş insanlarımızın kahrını anlayamayız.
Başımız hülyalı dertlerle dolu, ipin ucunu hangi sokakta bıraktık ilgilenmiyoruz.
Kaybolmuş ruhların ardında, sicim gibi akan terlerimizle tasalarımızı yıkayıp astık.
Varsak kime ne, yoksak kimin derdine!